Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

24 Eylül 2012 Pazartesi

Yeni Doktorumuz.. Doktor Dediğin Böyle Olmalı !..


Muayene bittikten sonra doktorumuz odasına gitti ve bizi beklediğini söyledi. Nursen’e hazırlanmasına yardım ettim ve bizde odasına geçtik doktorumuzun. Gene karşısına oturduk ve konuşmaya başladık. Bize Lâl’in gelişiminin çok güzel olduğunu, boy ve kilo olarak normalden 1 – 1,5 hafta ileride olduğunu söyledi. Merak edeceğimiz hiçbir şey yokmuş.

Bütün samimiyeti ile bize “Telefonum 7 gün 24 saat açık. İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz. Kafanıza bir şey takılırsa hemen gelin. Kendinizi sıkmayın. Ne olacak şurada 5 dakika da kontrol ederiz” dedi. Bu söyledikleri bizi gerçekten çok rahatlattı.

İlk doktorumuzda buna benzer şeyler söylemişti ama hiç de dediği gibi olmamıştı. Bu yüzden o doktordan vazgeçmiştik zaten. Ama bu doktorumuzda daha sonradan gördük ki her aradığımızda telefonumuza çıktı. Cevap veremediği zamanlarda da en kısa sürede bize geri döndü. Hatta bu durumda en fazla 1 saat beklediğimizi hatırlıyorum. Hiçbir zaman bizi boş vermedi, ilgisini kesmedi ve her türlü kolaylığı sağladı.

Daha önceki doktorumuz ile ilgili biraz olumsuz şeyler yazmıştım ama bu doktorumuzla da ilgili gerçekten çok olumlu noktaları yazacağım. Gerçekten doktor böyle olmalı. Hastasıyla böyle yakın olmalı ve ilgilenmeli. Böyle olması şart, olmazsa olmaz, biz doktoru satın aldık, o kadar para veriyoruz tabii ki yapacak anlamında söylemiyorum bunları. Bahsettiklerim sadece doktor – hasta ilişkisinin olması gereken hâlleri. Özellikle bizim gibi riskli hamilelik grubunda olan, morale ve desteğe çok ihtiyacı olanlar için. Zaten hamilelikten dolayı oluşabilecek, yaşanacak her konuda çok hassas olunuyor. Ne yapılacağı, nasıl yapılacağı bilinmiyor. Bu durumda doktorumuzdan başka bilgi alabileceğimiz, destek alabileceğimiz, kafamıza takılanları sorabileceğimiz, bize moral verecek, güç verecek kim olabilir ki?

Olabilecek sorunlar karşısında eğer doktorumuza danışamazsak o hamileliğin seyri tehlikeye girebilir. Hadi tamam hiçbir önemli sorun olmasa bile anne – baba adayı yaşanan durumun önemli bir sorun olup olmadığını bilemez ki. Bu sorunlara ve sorulara cevap alınamazsa daha büyük bir stres olabilir ve hiçbir şey yokken daha vahim sonuçlara yol açabilir. Veya bir sorun karşısında doktora ulaşamayıp tahminlerle, sağdan soldan gelen yalan yanlış bilgilerle kendi kendimize çözüm bulmaya çalışmak da ciddi başka sorunlara yol açabilir. Hatta kendi doktorumuz haricinde başka bir uzman jinekoloğa danışmak bile riskli olabilir çünkü hamileliğin nasıl devam ettiğini kendi doktorunuzdan başkası daha iyi bilemez.

Eğer Nursen’in hamileliği bu kadar güzel ve sağlıklı olduysa, moralimiz bu kadar iyi ve yüksek olduysa, doğum bu kadar güzel ve rahat olduysa bunun en büyük sebebi doktorumuz oldu. Onun yakınlığı, sıcaklığı, bilgisi, tecrübesi. İlerleyen kısımlarda doktorumuzla ilgili anlatacağım daha çok konular olacak.

Kendi doktorumuzla ilgili memnuniyetimizden dolayı hakkında isim vermeden bu kadar güzel ve olumlu bahsediyorum ama eminim ki daha nice böyle iyi ve hassas doktorlarımız vardır mutlaka.

19 Eylül 2012 Çarşamba

Lâl’in Uzuvları Gelişmiş


Doktorumuz muayenesini, her gördüğünü “Bak annesi bu ayağı. Babası sende gördün mü?” diye bizle de iletişim halinde olarak sürdürüyordu. “Bakın bu ayağı. Bu diğer ayağı. Bunlar ayak parmakları. İki tane ayağı var merak etmeyin” dedi. Sonra “Bu da göz bebeği. Gözleri hareket halinde. Bu midesi, bu böbreği. İki tane gayet normal böbreği var. Bu ana atar damarı ve çok güzel görünüyor. Bu kulağı ve kulak kenarı. Normal boyutlarda. Burası burnu, burası ağzı” diye her şeyi en detaylı şekilde bize gösteriyordu doktorumuz. Bunları 2 ay önce detaylı ultrasona gittiğimizde de görmüştük ama Lâl bu kadar büyümemişti. Şimdi ise doktorumuz sayesinde tekrar daha belirgin şekilde görüyorduk. Hem de detaylı ultrasonun yapıldığı kadar gelişmiş olmayan bir ultrason cihazında. Belki en başından itibaren bu doktora gelsek detaylı ultrasona bile gerek kalmayacaktı. Sanırım bunları görmek ve yorumlamak birazda tecrübe ile doğru orantılı.

Bunları yazarken cep telefonumla çektiğim başarısız videolar çok işe yaradı. O videoları seyrederek yazdım bu detayları. Yoksa normalde video olmasa veya not alınmasa hatırlaması gerçekten çok zor. O videolar hem bunları yazmak için işimize yaradı, hem de ilerde Lâl’e bir hatıra olacak. Belki büyüdüğünde ilgisini çeker ve seyreder.

Daha öncede dediğim gibi biz baksak bunları seçebilmemiz çok zor olurdu ama doktorumuz söyleyince ve biraz dikkatli bakında ne olduğunu bizde anlayabiliyorduk. Her gösterdiği uzvunda da “Bak annesi, bak babası” diyerek bizim de dikkatimi çekiyordu doktorumuz. Arada da bana “Bak bak bu kafası. Çekiyorsun değil mi babası? Bunları kaçırma” diye sohbetten eksik kalmıyordu. “Bunların hepsini çekip sonra facebook’da yayınla. Görmemişin bebeği olmuş facebook’a koymuş” diye aralarda bize takılmadan da edemiyordu.

Sonra Lâl’in üç boyutlu görüntüsünü gösterdi bize. Bu görüntüde yüzü gayet net belli oluyordu. Bayağı şekillenmişti artık yüz hatları ve uzuvları. Gerçekten burnu, gözü, ağzı, kulağı teker teker seçilebiliyordu. O anda monitöre sarılıp öpmek istedim gerçekten. Nursen’in de benimde içimiz kıpır kıpır olmuştu. İlk deva Lâl’i bu kadar net görüyorduk ve ben gerçekten duygulandım. Şöyle bir Nursen’e baktığımda onunda duygulu gözlerle monitöre baktığını gördüm.

Bu arada doktorumuz üç boyutlu görüntünün de olduğu 3-4 görüntüyü kağıda basıp bize verdi. Lâl’in ilk fotoğrafları elimizdeydi artık. Yalnız üç boyutlu görüntüde kafa kısmında kocaman siyah dairesel bir şekil vardı. Bu ilk anda bizi merak ettirdi. Doktorumuza sorduğumuzda “Bu sadece ultrason cihazında ışık gitmeyen bölge. O yüzden karaltı şeklinde çıkmış. Merak etmeyin” cevabı ile rahatladık.

14 Eylül 2012 Cuma

Ultrasonda Lâl’in Sürprizi


Konuşmaların üzerine bizi muayene odasına aldı. Ultrasona ile kontrolleri yapacaktı. Ben hemen cep telefonumu video modunda hazırladım. Gene ekrandaki Lâl’in görüntülerini videoya çekecektim. Ama önceden doktora sorup izin istedim. Hiçbir sakınca olmadığını söyleyince doktor muayeneye ben çekime başladım. Tabii ki bir yandan da doktorumuzla ve Nursen’le konuşuyordum.

Daha muayenenin başında, ilk görüntüleri gördüğümüz anda Lâl müthiş bir sürpriz yaptı bize. Daha doğrusu yapmış. Doktorumuz söyleyince biz farkına vardık. Biz görüntülere ne kadar dikkatli bakarsak bakalım detayları anlayamıyoruz. Lâl’in bize sürprizi çişini yapmasıydı. Doktorumuz “Aaa bakın çişini yapıyor!” dedi. Biraz dikkatli bakınca bizde fark ettik. İnce bir çizgi akıp gidiyordu ve dalgalanma vardı. Bu bizi çok şaşırtmıştı. Sonra Lâl dönüp bize baktı. Onu gördüğümüzü fark etmiş gibi o da bizi görmeye çalışıyordu sanki.

Doktorumuz muayene esnasında da çok sempatik ve espriliydi. Her şeyi en ayrıntılı şekilde anlatıyordu bize. “Bakın burada herhangi bir malzeme yok. Bu bebek kesin kız” dedi. Bu yorum bizim çok hoşumuza gitti. Dikkatli bakınca gösterdiği yerin direkt vajina olduğu belli oluyordu. Biz de amniyosentez sonucundan sonra kız olduğunu canlı olarak görmüş olduk.

Doktorumuz isim düşünüp düşünmediğimizi sordu. Bize Lâl olacağını söyleyince çok hoşuna gitti isim. “İyi bari kısa kolay bir isim” dedi. Bizde “Öyle olması daha iyi. Soyadı zaten uzun bari ismi kısa olsun” dedik. Doktorumuz soyadımızın Tepiltepe olduğunu öğrenince kısa isim koymamızın isabet olduğunu söyledi.

Bu tavırları ve sohbeti bizi gerçekten çok memnun ediyordu ve rahatlatıyordu. Özellikle Nursen çok neşeli ve rahattı. İşte doktor dediğin böyle olmalıydı. Daha önce gittiğimiz doktorlardan hiç böyle bir yakınlık ve sıcaklık görmemiştik.

Kilosu 1156 grammış ve gelişimi gayet güzelmiş Lâl’in. Boyu da normalden uzunmuş. Doktorumuz yan gözle bana bakıp “E normal tabii” dedi. Nursen’e boyunu sordu önce. Nursen 1,67 cm olduğunu söyledikten sonra bana sordu. Bende 1,92 cm deyince “E maşallah. Normal tabii uzun boylu olması” dedi tekrar. Boy olarak biraz bana çekecekti sanırım Lâl.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Uzman Doktorlar Hemen Cevaplıyor!


Her şeyin başı sağlık. Demesi kolay yapması zor. Doktora gidemezsiniz. Ama gitmeniz gerekir. Doktor görmek istemezsiniz. Doktorun sizi görmesi gerekir. İyi ama hangi doktor, hangi uzman, en önemlisi nerede ve ne zaman?

Cevap: Şimdi. Hemen. Bundan sonra hastanede sıra beklemeye, doktor doktor gezmeye, dünyanın masrafını yapıp elde var hiç demeye, üstüne daha da hasta olmaya son. Türkiye’nin en bilgili, en deneyimli uzmanlarından oluşan güncel ve hızlı danışmanlık platformu cevapsepeti.com Mayıs 2012’de yayın hayatına başladı. Her alanda içerik sağlamayı, ihtiyaç sahibine doğru bilgi sunmayı hedefleyen cevapsepeti.com açılışı sağlık kategorisiyle yaptı.
    

Cevapsepeti.com’un sistemi son derece basit çalışıyor. Bilgisayarınızdan veya cep telefonunuzdan Cevapsepeti.com’a giriyorsunuz. Aklınızdaki sağlık sorunuzu pencereye yazıyorsunuz. Editör soruyu (üroloji, nöroloji, psikoloji, tüp bebek gibi) alanına göre ayırıyor, derhal uzman doktora taşıyor. Mesleğinde derinlemesine bilgi sahibi, dikkatli ve deneyimli uzman doktor soruyu cevaplıyor.

Dilerseniz soruya ekleyebilirsiniz, anlaşılmayan kısımları tekrar sorarsınız, hepsi mümkün. Her şey daha iyi, daha açık, daha doğru bilgi için. Cevapsepeti.com içimizi ferah tutacak o bilgiyi bize getireceğine söz veriyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Eylül 2012 Salı

Şeker Yükleme Testi Gerekecek mi?


Verdiğimiz tarihlerden tahmini olarak doğumun ekim ayının 20’si gibi olacağını söyledi. Ama ekim ayının ilk haftasından itibaren de her an olabilirmiş. Gidişata bakarak o zamanlarda karar veririz dedi. Nursen tüp bebek yaptığımızdan dolayı riskli gebelik grubunda olduğundan ve belindeki disk kayması yüzünden doğumu sezaryen yapacağını söyledi. Nursen de zaten öyle istiyordu. Aslında doktor normal doğum taraftarıymış ama bu durumda o da sezaryenin daha mantıklı ve Nursen için daha kolay olacağını söyledi.

Doğum için hastane seçimini bize bıraktı. Hangi hastanede isterseniz orada yaparız dedi. Birkaç tane alternatif verdi bize. Bizde o alternatifler arasında bir seçim yapacaktık. Aslında aklımızda bir hastane vardı. Daha önceden orada doğum yapan tanıdıklarımızdan aldığımız bilgilere göre bizimde hoşumuza gitmişti o hastane. Hem de o hastane bizim ilk kontrollere gittiğimiz ve ilk doktorumuzdan vazgeçtiğimiz hastaneydi. Ama doktordaki olumsuzluğu hastaneye yüklemiyorduk tabii ki. Doktor ayrı hastanenin doğum servisi ayrı.

Doktorumuza her hangi bir tahlil veya benzeri bir şey yaptırmamızın gerekip gerekmediğini sorduk. Daha önceden amniyosentez ve detaylı ultrason yaptırdığımızdan bahsettik. İkisininde sonuçlarından kendisine gösterdik. Doktor durumun gayet güzel olduğunu başka bir tetkike gerek olmadığını söyledi. Daha önceden duyduklarımıza göre şeker yükleme testine gerek olup olmadığını sorduğumuzda da Nursen’e şöyle bir bakıp hiç gerek olmadığını söyledi.

Hamilelik döneminde kadında şeker sorunu yoksa bile hormonel değişimlerden dolayı ‘hamilelik şekeri’ denilen bir durum ortaya çıkabiliyor ve doğumdan sonra bitiyor. Özellikle Nursen gibi riskli gebelik grubundaki bir hamile için bu çok önemlidir. Sonuçta bebek glukoz ihtiyacını anneden karşıladığı için eğer ‘hamilelik şekeri’ gibi bir rahatsızlık oluşursa bu bebek için riskli bir durum oluşturabilir. Bunun için hamileliğin 24. – 28. haftalarında glukoz yüklemesi ile şeker testi yapılması gerekebilir. Bu testin yaptırılması gerek durumlar ise aşırı kilo, hamilenin 30 yaş üzerinde olması, ailede veya kadının kendisinde daha önceden şeker hastalığı olması.

Doktorumuz, Nursen’in kilosunun şeker yükleme testi yapılmasını gerektirecek kadar fazla olmadığını bu yüzden gerek olmayacağını söyledi. Daha önceden de şeker hastalığı yok zaten. Belki ilerleyen zamanlarda gerekir ona da o zaman bakarız dedi. Bunun üzerine üstüne basa basa kilosuna dikkat etmesini ve fazla kilo almamaya çalışmasını önerdi.

Bir tetkikten kurtulmuştuk. İşin en zor yanı bu tetkikler oluyor çünkü. Nerede yaptıracağımızı araştırmak, oraya gitmek, yaptırmak için uğraşmak gerçekten sıkıntı verici olabiliyor. Zaten bir sürü işimiz var bir de bununla uğraşamayacak olmamız çok iyi oldu aslında. 

3 Eylül 2012 Pazartesi

Yeni Doktorumuzla İlk Görüşmemiz


Hafta sonunu evde geçirdikten sonra pazartesi günü yeni doktorumuza gidecektik. Hani şu tatile gitmeden önce devamlı önünden geçip “Hadi girip Lâl’i görelim” dediğimiz, evimize çok yakın olan doktor. Gerçekten çok merak ediyorduk. Alışabilecek miyiz? Sevecek miyiz? Nasıl olacak? Çok merak ediyorduk.

Pazartesi günü işe gittim ve öğleden sonra erken kaçıp eve döndüm. Randevumuz akşam üzeriydi. Hazırlandık ve heyecanla doktorumuzun muayenehanesine doğru yola çıktık. Yavaş yavaş yürüyerek gidiyorduk. Zaten Nursen o haliyle ne kadar hızlı yürüyebilirdi ki?

Muayenehanenin olduğu apartmana geldik fakat küçük bir sorun bizi bekliyordu. Muayenehane 4. kattaydı  ve binada asansör yoktu. Yukarı çıkmak için biraz zorlandık aslında. Ama bir şey çok iyi düşünülmüş. Sanırım doktorumuz düşünmüş bunu. Bu merdivenleri hamilelerin çok kullanacağını düşünerek 2. kata oturup dinlenmek için bir bank konulmuş. Gerçekten de çok işe yaradı. Orada kısa bir mola verip 2 kat daha devam ediyorduk yukarı.

Muayenehaneye girdiğimizde sekreter tarafından çok nazik ve güler yüzlü bir şekilde karşılanıp bekleme salonuna geçtik. Keyifli ve ferah bir salondu. Özellikle sıkıntılı hamileleri boğmayacak şekilde dekore edilmiş gibiydi. Ya da biz o şekilde algılayıp yorumladık. Bekleyenler de bayağı fazlaydı. Yoğun hasta trafiği olan bir doktor demek ki. Bir yandan etrafı ve ortamı seyrederek, bir yandan kendi aramızda sohbet ederek sıramızın gelmesini bekledik.

Çok fazla zaman geçmeden sekreter bizi çağırdı. Doktorun odasına doğru gidiyorduk ki doktor bizi kapıda karşıladı ve müthiş bir güler yüzlülükle, sempatiklikle, sıcaklıkla bize hoş geldiniz dedi. Hatta hoş geldiniz de değil “welcome” diyerek bizi karşıladı. Genç denilebilecek yaşlardaydı. İlk anda benim kanım direkt ısındı doktora. Hatta birazda kaynadı. Sonradan Nursen’le konuştuğumuzda o da aynı şeyleri düşündüğünü söyledi.

İlk önce odasına geçtik ve biraz sohbet ettik. Durumumuzu daha önceden Evrim’den biraz olsun öğrenmiş. Bize bazı sorular sorarak gerekli bilgileri bilgisayarına girdi. Tüp bebek tedavisine başlangıç tarihi, son regl tarihi v.b. sorular. Bu sorulara daha önceden hazırlıklıydık. Tüm tarihler ve bilgiler notlarımızda vardı. Teker teker bilgileri verdikten sonra bu zamana kadar ki olan biteni anlattık doktorumuza. Bizi dikkatle ve ilgiyle dinliyordu. Arada öğrenmesi gereken soruları soruyordu ve hiç bizi sıkmadan, çok samimi ve sıcak davranarak rahatça şakalar yapıyordu. Onu öyle görünce bizde rahatlayıp şakalar yapmaya başladık. Çok keyifli bir ilk görüşme oluyordu. Daha da kendimize yakın bulmaya başladık doktorumuzu.