Kızım Lâl tüp bebek yöntemi ile dünyaya geldi... Tüp bebek tedavisi süresince çok güzel, değişik ve unutulmayacak günler geçirdik. Lâl doğduktan sonra bunları yazmaya karar verdim ve işte bu blogu açarak yazmaya başladım. Sonra kendimi kaptırmışım ve hamilelik sürecini de yazdım. Tüm bu süreci bir babanın gözünden ve bakış açısı ile yazdım. Ben bir "tüp babayım".. Hikâye bitti artık Lâl doğduktan sonra yaşadıklarımı yazacağım...
Öne Çıkan Yayın
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor
Anasayfa » Tüm Yazılar
4 Haziran 2012 Pazartesi
Dünyanın En Sessiz Süpürgesi Rowenta ile Tanışın!
Elektrikli ev aletlerinin güvenilir markası Rowenta yine bir ilke imza atmış. Silence Force Extreme adını verdiği süpürge serisinde güç ve sessizliği bir arada sunmuş. Çıt çıkarmadan çalışırken evimizi dip köşe temizleyen Rowenta ile temizlikte yeni bir döneme adım atıyoruz.
Rowenta Silence Force Extreme dünyanın en sessiz süpürgesi! Düğmesine bastığınızda çalıştığı neredeyse anlamıyorsunuz. Bu sessizliğinin yanında üstün bir temizleme gücüne de sahip.
Torbalı ve torbasız olarak iki ayrı kategoride ve topam 8 farklı renkten oluşan bu süpürgeler gerçekten şahane! Torbasız olanı Çoklu Siklon Teknolojisi sayesinde saatte 300 km hızla tozları süpürgenin içerisine alıyormuş. Aynı zamanda, emiş performansını kaybetmeden evi süpürmek artık çok daha zahmetsiz ve kolay.
Buradan Rowenta Silence Force Extreme’in nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz:
Rowenta elektriğin zamlandığı günümüzde bizleri düşünmüş ve enerji tüketimi %50 azaltılmış. Tasarım ve renk olarak da hayran kalacağınız bir Rowenta mutlaka vardır. Ben mesela mor olanına bayıldım!
Ayrıca diğer aksesuarları da kullanım konforunu artırmak için özel olarak tasarlanmış, evde hayatınızı gerçekten de çok kolaylaştırıyor. Koltukların altını temizlerken öyle yerlere yatmanıza veya eğilmenize gerek kalmıyor.
Kısacası, evinize sessiz bir güç arıyorsanız, aşağıdaki linke bakmadan geçmeyin derim.
http://www.rowentasupurge.com
Bir bumads advertorial içeriğidir.
Hamile Nursen; “Köpeklerin bu kadar kokuyla yaşaması çok zor”
Salonda
bulunan koltuklarımızı bir sorun yüzünden yenisi ile değiştirmiştik. Yeni ve
başka bir model. Nursen bu koltukların kokusuna taktı. Koltuklar çok kokuyormuş
ve durulacak gibi değilmiş. Bu yüzden salona girmek bile istemiyordu. Her gelen
kişiye de koltukların kokup kokmadığını soruyordu. Tabii ki kimse durumuda bilmediğinden
kokuyor demiyordu çünkü gerçekten kokmuyordu. Hani belki Nursen’in ne durumda olduğunu
bilseler suyuna gitmek için kokuyor falan derlerdi. Ama Nursen’e çok kötü bir
biçimde kokuyormuş.
Koltukların
minderlerini kaldırıp tam 3 gün boyunca balkonda beklettik kokusu geçsin diye. Tabii
ki tekrar içeri aldığımızda değişen bir durum olmadı ve kokmaya devam ediyordu.
Nursen dayanamayıp arada tekrar çıkartıp havalandırıyordu ama nafile. O kokuyla
yaşamaya alışması lazımdı. Benim için hava hoş tabii bana koku falan geldiği
yok. Arada bana soruyordu Nursen “Hayatım koltuklar, minderler kokmuyor mu?”
diye. Bende “Of gerçekten çok kötü kokuyor aşkım. Dayanılacak gibi değil”
diyerek dalga geçiyordum. Kendisine bu kadar kötü kokan bir şeyin bana hiç
kokmaması da çok garip geliyordu Nursen’e. Bazen bana “Köpekleri çok iyi
anlıyorum. O kadar koku ile yaşanır mı yahu” diyordu.
Değiştirdiğimiz
koltuklarla beraber bir de yeni lambader aldık salonun köşesine. Beraber
beğendik alırken. Hatta önce Nursen mağazaya tek başına gittiğinde görüp
beğenmiş, bana da fotoğrafını çekip gönderdi. Bende çok beğenince gidip aldık.
Eve getirdiler, artık kullanmaya başlayacağız ama Nursen “Ben loş ışık sevmem.
Loş olmasın” dedi. Lambader bu ama avize gibi ışıl ışıl olacak değil ya. Tabii
ki biraz loş olacak.
Ben gittim
kullanılabilecek en yüksek ışık veren tasarruflu ampulü alıp geldim. Özellikle
de sarı ışık olacak. Taktım lambadere ve o akşam avizeyi kapatıp onu açarak
oturduk. Daha doğrusu oturmaya çalıştık. Tam Nursen’in en şiddetli mide bulantılarından
birine denk geldi o akşam. Zaten loş ışığı o kadar sevmez ve neredeyse sırf ben
seviyorum diye alışmaya çalışacak. Bir de şiddetli mide bulantısı olunca loş
ışığı ve lambaderi hiç sevmedi hatta nefret etti.
Bu akşamdan
sonra çok nadir kullanmaya çalışsak da her seferinde midesi bulandı ve bir
türlü alışamadığından kullanamadık. O zamanın üzerinden bir seneden fazla zaman
geçmesine ve doğum yapmasına rağmen hâlâ kullanamıyoruz lambaderi. Ara sıra
denesek bile her seferinde midesi bulanıyor Nursen’in.
1 Haziran 2012 Cuma
Hamile işte, her şey kokuyor ve ben kovuluyorum
Bu süreçte
olabilecekler için çok yakın bir arkadaşım beni uyarmıştı. O benden daha
tecrübeli bir baba, aynı şeyleri o da yaşamış. Yapmam veya yapmamam gerekenleri
tek tek anlattı bana ve çok faydasını gördüm. Gerçekten o anlatmasa ve durumu
önceden bilmesem, yaşayacaklarım direkt yanlış anlaşılabilecek olaylardı ve çok
daha büyük problemlere yol açabilirdi. Biliyorum ki hemen hemen her baba adayı bunları yaşıyor ve yaşayacak.
Bana
dedikleri; karına çok kötü kokacaksın, sinir bir adam gibi görüneceksin, seni
yanından kovacak, kokuyorsun deyip uzaklaştıracak, her dediğini yanlış
anlayacak, bazen sana ağır konuşacak. Bunların hepsini birer birer yaşadım
gerçekten ve her baba adayı da muhtemelen yaşayacak.
Her sabah
yaz kış duş almadan evden çıkamayan bir adamım. Sonrasında deodorant, parfüm
gibi tamamlayıcıları da kullanırım. Bunlara rağmen Nursen beni bir süre her
akşam çok kötü kokuyorsun, saçın çok kötü kokuyor diyerek yanından
uzaklaştırırdı. Daha doğrusu kovardı. Normalde bir kadın, kocasına bunları
söylese direkt şiddetli geçimsizlik olur ve buna bağlı olarak da tek celsede
boşanmaya kadar gider.
Akşam
salonun bir köşesinde Nursen, ona en uzak olan diğer köşede de ben oturuyordum.
Sonrasında gece odadan kovduğu bile oldu. Günün her saatinde çok kötü
kokuyormuşum. Gerçi bu duruma kendide inanmıyordu. Bu konuda ne kadar titiz
olduğumu çok iyi biliyor ama hamile işte. Gidip diğer odada yatmak zorunda
kaldığım çok akşamlar oldu. Hele ki alkol aldıysam en baştan odaya bile
giremiyordum. Direkt pılımı pırtımı toplayıp diğer odaya.
Nursen’in
çok sevdiği bir parfümüm vardı. Bittiğinde Nursen’le beraber gidip tekrar
aldık. Hatta Nursen’e koklattım ve emin oldu aynısı olduğundan. Çok seviyordu o
parfümümü Nursen. Ama o bayıldığı parfüm birden iğrenç kokmaya başladı ve bir
gün sokakta beni 10 metre önünden yürüttü. Bundan sonra da bir daha o bayıldığı
parfümü hiç kullanamadım. Doğumdan sonra bile nefret etti kokusundan ve atmak
zorunda kaldım şişeyi. Bir kere sabah işe giderken sürüp tekrar deneyeyim belki
geçmiştir tiksinmesi dedim ama gördüm ki hiçbir şey değişmemiş. Kendiside
şaşırdı o kadar çok sevdiği parfümden bu kadar nefret etmesine.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)