Bir gün
İclâl Abla bize geldiğinde bir şey sormak istediğini söyledi. Kendisinin ismi
İclâl olduğundan hep ufak tefek sıkıntılar çektiğini, adının a harfinin
üzerinde inceltme işareti kullanılmadan telaffuz edildiğini, hatta bazen bu
şekilde telaffuz edilerek şaka konusu, dalga geçme konusu yapıldığını söyledi.
Lâl’in de doğduktan sonra ve ileride böyle sorunlar yaşayabileceğini, bu adı
koymaktan emin olup olmadığımızı sordu. Çok haklıydı. Gerçekten sert telaffuz
edildiğinde anlamı tamamen değişen ve dalga konusu edilebilecek, şakaya maruz
kalabilecek bir isim Lâl. Lal ve Lâl arasındaki farkın ne olduğunu, ikisininde anlamlarını
ve ne kadar farklı anlamlara geldiğini daha önceki bir yazımda (http://babaolacagimoluyorumoldum.blogspot.com/2012/04/kz-olursa-ismi.html)
anlatmıştım. Merak edip öğrenmek isterseniz lütfen okuyun.
Bunları
konuşurken biz evin içerisindeydik ve Emel’de balkonda oturuyordu. Bizi çok
rahat duyabilecek durumdaydı. Bende özellikle Emel’in duyacağı şekilde cevap
verdim İclâl Abla’ya. Tam denk gelmişti aslında İclâl Abla’nın bu duyarlılığı
ve sorusu. Cevabımı Emel’de duyacak ve bu konuda kadar hassas olduğumu görüp,
diğer ortak arkadaşlarımıza da iletebilecekti. Bundaki amacım kesinlikle Emel
ve diğer arkadaşlarımız bu şekilde davranıyor veya ileride böyle olacakları
falan değildi. Kesinlikle de böyle bir şey beklemiyordum ve zaten yapacak
insanlarda değil. O anda böyle denk geldi sadece.
Sonralarda
yeri geldikçe diğer arkadaşlarımıza da düşüncemizi ve tavrımızı söyledim zaten.
Daha önce hiç konuşmadığımız, bahsi geçmeyen bir konuydu ve yeri gelmişken
baştan tavrımı belirtmekti amacım sadece. Direkt Emel’e bu konuda bir şeyler söylesem
yanlış da anlaşılabilirdi. Böylesi daha iyi oldu. Hiç değilse belki konuşmalarımız
Emel’in dikkatini çeker ve diğer arkadaşlarımıza da bu konudaki hassasiyetimizi
önceden söyleyebilirdi.
İclâl
Abla’ya Lâl’in ismiyle bu şekilde dalga geçen, şakaya vuran arkadaşlarımız
olursa kesinlikle sert tepki göstereceğimi, buna asla izin vermeyeceğimi ve bu
konuda çok hassas olduğumu söyledim. Nursen de aynı düşüncedeydi ve beni bu
konuda direkt destekliyordu.
İclâl
Abla’da beni destekleyerek çok doğru düşündüğümü, eğer öyle bir durum olursa
vereceğim tepkinin çok doğru olacağını hatta gerekiyorsa baştan uyarmam
gerektiğini söyledi. Kendisi gerçekten bu durumlara çok maruz kalmış ve canı
çok sıkılmış. Bizimde canımızın sıkılmasını keyfimizin kaçmasını istemiyordu.