Günlerde
ilerledikçe Lâl daha da büyümeye devam ediyordu. Sanırım Güzelçamlı’da ki bol oksijen
ve doğal beslenme hem Nursen’e hem de Lâl’e yarıyordu. Büyüdükçe hareketleri de
artmaya başladı Lâl’in. Artık çok az da olsa bende hissedebiliyordum. Elimi
koyduğumda pıtır pıtır bir hareket hissediyordum. Gerçekten çok değişik ve
güzel bir duygu oluyordu benim için.
Bebeğimi
artık bende hissedebiliyordum. Hatta çok nadir de olsa dışarıdan gözle bile
görülebiliyordu hareketler. Çok belirgin olmasa da belliydi Lâl’in hareketleri
olduğu. Nursen, Lâl hareketlendiği zaman “ayh gene kımıl kımıl” diyordu. Bu
kadar “kımıl kımıl”lığa yoksa bizim kızımız “kımıl zararlası”mı olacaktı acaba?
Özellikle
birkaç kişi birlikte sohbet ederken Lâl direkt hareketlenmeye başlıyordu.
Konuşmalara, seslere hemen tepki veriyordu. Herhalde sosyal bir kız olacak diye
düşünmeye başladık. Özellikle Güzelçamlı’da komşumuz İclâl Abla geldiğinde ve
bizimle sohbet ettiğinde, O’nun sesini duyar duymaz hareketleniyordu Lâl. İclâl
Abla’ya direkt tepki veriyordu. Başka kimseye bu şekilde olmamıştı. Çok
şaşırıyorduk. İclâl Abla’da “E tabii isim olarak benim beşte üçüm ya o yüzden
bana daha sempatik bakıyor” diyordu.
Hatta arada
Nursen’in konuşmalarına da tepki vermeye başladı. Nursen “Anneciğim, kızım”
diye seslendiğinde minicik hareketler oluyordu. Bende bu durumdan faydalanarak
elimi koyup hareketleri hissetmeye çalışıyordum. Sonra heveslenip bende sesleniyordum
ama hiç tepki vermiyordu. Olsun hiç değilse babasının sesini de tanıyordu şimdiden.