Bu arada bir
düşüncemizde ikiz olma olasılığıydı. Sonuçta tüp bebek olduğu için ikiz
olabilirdi. Nursen’e yaşından dolayı iki tane embriyo transfer edilebiliyor.
Zaten yumurtada 2 tane. Neyse ki üçüz olma şansı yok. Tek embriyo olup bir
mucize ile çift yumurta ikizi de olabilirdi tabii. Haydi bakalım o zaman ne
olacak? Düşüncemiz tabii ki iki tane bebeğimizin olması değil, olduktan sonra
bebeklerin hayatını, gelişimini, eğitimini nasıl sağlayacağımız esas sorun
olacaktı. Gerçekten zor olacak. Hele ki 40 yaşında bebek sahibi olup bir de
ikiz olunca. Evde iki bebek ağlaması, iki bebeğin altını değiştirme, iki
bebeğin banyosu…. Oturduğumuz ev kutu gibi. Eve nasıl sığarız acaba diye de
düşündük (ki şimdi tek bebeğimiz olduğu halde bile eve sığmamaya başladık).
Hemen kafamızda planlar dönmeye başladı. Ranza yaptırırız, modüler mobilyalar
ve eşyalar kullanırız. Önce eğer ikinci embriyo da tutarsa birisini
sonlandırsak mı diye düşündük. Ama öyle yapmaya içimiz el vermez ki! O da bizim
bir parçamız. Olursa olur ne yapalım. En güzel şekilde ikisini birden
büyütürüz. Ya ikiz olursa diye anneme söylediğimde “Ah keşke olsa bakarız,
büyütürüz” dedi. E hadi bakalım dedik. Nursen’in anne ve babasına söylediğimizde
onlar da “Olsun olsun, ne güzel olur. Büyürler beraber” dediler. Olası bir ikiz
durumunda destek çok güzel. Cem’le ben dertleşiyorduk ara sıra. Çok yakın
arkadaşım olduğundan gayet rahat dertleşebiliyordum. Onun da bir kızı var. Cem’de “Amaaan ne olacak
üçü beraber büyürler” diye destek verdi. Ne kadar şanslıydık. Yakınlarımız hep
destek veriyor. Böyle olunca moralimiz yükseliyor “İkiz de olursa olsun. Ne
güzel olur. Amanda aman” demeye başladık. Sanki bu arada embriyo transferi
yapıldı da, ikisi de tuttu da, ikiz bebeklerimiz olması kaldı. Ama ihtimali
bile düşündürmeye yetiyor.
Kızım Lâl tüp bebek yöntemi ile dünyaya geldi... Tüp bebek tedavisi süresince çok güzel, değişik ve unutulmayacak günler geçirdik. Lâl doğduktan sonra bunları yazmaya karar verdim ve işte bu blogu açarak yazmaya başladım. Sonra kendimi kaptırmışım ve hamilelik sürecini de yazdım. Tüm bu süreci bir babanın gözünden ve bakış açısı ile yazdım. Ben bir "tüp babayım".. Hikâye bitti artık Lâl doğduktan sonra yaşadıklarımı yazacağım...
Öne Çıkan Yayın
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor
Anasayfa » GDO
GDO etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GDO etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5 Nisan 2012 Perşembe
4 Nisan 2012 Çarşamba
GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) bebek
Bu sıralarda
GDO’lu besinler gündemdeydi. Tüm basın bunları konuşuyordu. Besinler GDO’lu
oluyor, genetiği ile oynanıyor diye bir sürü haber vardı. Bir gün serviste,
işten eve dönerken gene kafamda ilaçlar, tedavi, ne olacak, nasıl olacak diye
düşünceler dönüp duruyordu. Birden aklıma bu tedavi sürecinde Nursen’in de
hormonlu ilaçlar aldığı tekrar aklıma geldi. Ne kadar zor, iyi dayanıyor
karıcım benim derken “E şimdi bu durumda bizim bebeğimiz de mi GDO’lu olacak”
diye bir şaka aklıma geldi ve kendimi serviste boş boş gülerken buldum. Bari
tek başıma gülmeyeyim deyip Nursen’i aradım ve “Karıcığım bu kadar hormon ve
ilaçla bizim bebeğimiz olursa GDO’lu mu olacak” diye sordum ve “Yuuh aşkım
yaaa!!” diye bir tepki gösterdi ve başladık bu sefer beraber gülmeye. Sonra
Cem’i arayıp söyledim “De get yaa” deyip gülmeye başladık. Sonrasında birkaç
gün aramızda “GDO’lu bebeğimiz olacak” esprisi devam etti. Hem tüp hem GDO’lu
bebeğimiz olacak, nasıl bir şey çıkacak acaba?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)