Bu arada
amniyosentez yaptırdığımız günden beri yaklaşık 4 hafta geçti. Sonucu alma
zamanı geliyor. Merak içinde beklerken bir gün testlerin yapılığı
laboratuvardan Nursen’i aradılar ve sonucu söylediler. Hiçbir sorun yokmuş,
kromozomlar gayet normalmiş ve hiçbir anomali görünmüyormuş. Biz bu sonucu
bekliyorduk ama kesin olarak öğrenince bir kez daha rahatladık. Özellikle Nursen
bu sonuçtan sonra hamileliğini çok daha rahat ve huzurlu yaşadı.
Gerçi
bekliyorduk demek yanlış olur. Herkes gibi içimizden geçen bu sonuçtu. Hiç
kimse olumsuz bir sonuca göre hazırlamaz kendini tabii ki. Ama gene de
aklımızın bir köşesinden teğet olarak “kötü bir sonuç olursa??” diye geçiyordu
ama bunu hemen unutup güzel şeyler düşünmeye başlıyorduk.
Laboratuvardan
arayan kişi Nursen’e güzel haberleri verdikten sonra e-posta adresini istedi.
Sonuçları gönderecekmiş. Elimizde basılı halde de olacaktı sonuç ama tabii ki
anlayabilirsek. Gene bir sürü tıbbî terimle dolu bir doküman.
Telefon
görüşmesinden hemen sonra da Evrim aradı Nursen’i. O da öğrenmiş sonuçları. Ama
özellikle en kritik ve laboratuvardan söylenmeyen sonucu öğrenmiş. Her şeyin
çok iyi ve yolunda olduğunu söyledikten sonra cinsiyetinin kesin olarak kız olduğunu
da söyledi. Lâl artık %100 kesinleşmişti. Amniyosentezi yapan doktorumuz
neredeyse kesin olarak söylemişti kız olacağını ve bizde ona güvenmiştik ama
laboratuvarda yapılan genetik testlerin sonucunda hiçbir alternatife ihtimal
vermeden tamamen kesinleşmişti kız olacağı.
Artık hiçbir
şüphe yoktu. Buna rağmen hamilelik sürecinde cinsiyetini soranlara kız
dediğimiz zaman bir çok kişi “Yok yok daha belli olmaz. Değişebilir” diyordu. “Yahu
amniyosentez ile genetik olarak inceledikten sonra öğrendik kız olduğunu daha ne
değişecek?” diyorduk ama hâlâ “Yok yok hiç belli olmaz” diyenler oluyordu.
Bazıları da Nursen’in
karnı biraz sivri olduğu için;
“Aaa bak karnın
sivri bu kesin erkektir”
“Yok değil kız
olacak”
“Ama hiç kız
gibi görünmüyor.”
“Kesin kız. Laboratuvardan
genetik olarak tescil edildi.”
“Durun bakalım
daha belli olmaz!”
“Peki!”
Bu diyalogları
bir çok kez yaşadık gerçekten.