Salı sabahı
bayağı bir heyecanlı olarak kalktık. O büyük gün gelmişti. Nursen bugün
potansiyel olarak hamile olacaktı.
Güzelce hazırlandık ve çıktık evden. Aslında “yumurtlama” işleminde de
oluğu gibi ben Nursen’den daha heyecanlıydım. Nursen sakinliğini koruyordu.
Sanki yumurta transferine değil marketten yumurta almaya gidiyorduk. Böyle
olması daha iyi aslında. Nursen sakin, rahat, huzurluydu ve bu da işlemler
açısından avantajımız olacak.
Tabii ki annem ve teyzem de geleceklerdi. Gene
bizi yalnız bırakmıyorlardı sağolsunlar. Onlarla tüp bebek merkezinde buluştuk.
Gene cümbür cemaat gelen sadece biz vardık. Olsun daha iyi oluyordu. Hem bende
yalnız kalmamış oluyordum. Yoksa o heyecanla ne yapacağım belli olmaz, zaman
geçmez benim için.
Nursen’e
daha önce transfere gelirken bol bol su içmesini söylemeyi unutmuşlar. Oraya gittiğimizde
bunu öğrendik. Hemen sular geldi, Nursen bardak bardak su içip şişmeye başladı.
Ama gene de yetmemiş bu içtiği sular ve transferden önce Nursen’e manuel olarak
su takviyesi yapılmış. Nursen’in dediğine göre bu biraz canını da acıtmış.
Keşke daha önce söyleselerdi de bizde ona göre bolca içip gelseydik. Bizde
derken tabii ki ben de değil sadece Nursen.
Biraz süre
geçtikten sonra hemşire gelip Nursen’e “Hadi bakalım gidiyoruz” dedi. Annem ve
teyzem Nursen’le öpüşüp koklaşıp yukarı yolladı. Ben Nursen’le birlikte işlemin
yapılacağı yerin kapısına kadar gittim. Sarıldım, öptüm ve içeri gönderdim.
Kafam çok rahattı. Aysun Hanım ve Evrim yanındaydı. Onlara gerçekten çok güveniyorum.
Onların yanında bizimle her zaman çok yakından ilgilenen hemşirelerde var. Hiç
gözüm arkada değil. Onların da desteği ve verdikleri moral sayesinde hem Nursen
hem ben çok rahattık.
Nursen
içeride işlemde biz aşağıda bekleme salonunda heyecanla beklemeye başladık.
Zaman geçmek bilmiyor. Aslında çok uzun sürmedi ama bana birkaç gün geçmiş gibi
geldi. Gözüm devamlı merdivenlerde. Yukarıdan birisi inip “Bitti” diyecek diye
bekliyorum. Sonunda merdivenlerde kırmızı steril kıyafetler giymiş bir çift
bacak gördüm, indikçe “İşte geliyor hemşire” dedim ve fırladım. Gülerek bize
gelip “Nursen Hanım çıktı. Odada istirahat ediyor” dedi. Ben merdivenleri beşer
beşer çıkıp hemen yanına gittim. Yukarı çıktığımda Aysun Hanım ile karşılaştık.
Yüzü gülüyordu ve mutluydu. Tedavinin başından beri, Evrim’in de yakını
olduğumuzdan aramızda güzel bir samimiyet oluşmuştu. O da çok heyecanlıydı ve
çok istiyordu olmasını. Hatta bir seferinde rüyasında bile görmüş. Nursen hamile
kalamamış ve çok üzülüyormuş. Daha önce bahsettiğim uzun protokole geçiyormuş
ve tedaviye devam ediyormuş. Derler ya; rüyaların tersi çıkarmış. Umarım bizimde
öyle olacak.
Nur topu gibi embriyomuz |
Bana hemen
elindeki ultrason görüntüsünü gösterdi. Şu lisedeki biyoloji kitaplarında
gördüğümüz gibi bölünmüş bir hücre resmiydi. Hiç bilmeden baksam o günlerdeki
hiç sevmediğim biyoloji dersini hatırlayıp “Offf gene mi bu resimlerden” deyip
atardım herhalde. Aysun Hanım heyecanla “Bakın Tuğkan Bey. Bu embriyonun
ultrason görüntüsü. İşte bunu Nursen Hanım’a transfer ettik. Embriyo kitaplara
konulacak kadar güzel ve sağlıklı. Çok çok güzel. Nursen Hanım’ın da rahmi bu
embriyonun tutulması için çok sağlıklı ve iyi durumda. Çok başarılı bir
transfer oldu. Her şey çok güzel gitti ve Nursen Hanım da çok iyi” dedi.
İçimden “Eline sağlık Evrimcim ne güzel yapmışsın embriyoyu” diye
geçirdim. Nasıl sevindiğimi anlatamam.
Aysun Hanım’dan embriyo görüntüsünü rica ettim. Saklamak istiyordum.
Bebeğimizin ilk fotoğrafıydı sonuçta. Hâlâ da duruyor o görüntü “Vay bee.. O
halden bu hale geldi” diyerek bir görüntüye bir kızımıza bakıp hayret ediyoruz.
Elimde
embriyo görüntüsü ile birlikte koşarak Nursen’in yanına gittim. Yatakta öylece
sakin sessiz yatıyordu. Yüzünde rahatlama ve mutluluk vardı. Çok güzel
görünüyordu ve çok iyiydi. Gidip sarıldım, öptüm. Elimdeki görüntüyü gösterdim
ve Aysun Hanım’ın dediklerini söyledim Nursen’e. Bunları duyunca daha da bir
rahatladı. Artık potansiyel anneydi. Biraz sonra Evrim’de geldi yanımıza.
Transferin çok başarılı geçtiğini ve her şeyin çok güzel olduğunu o da söyledi.
Transfer
gerçekleştiğine göre bu tedavi ve işlemler için verdiğimiz ücret bu embriyonun
bonservis ücreti oluyor bu durumda. İyi bir bonservis ücreti ile artık
bebeğimiz olacaktı.
Yaklaşık bir
saat kadar oda da dinlendi Nursen. Bu sırada annem ve teyzem gelip gördüler,
Nursen’in ailesi aradı onlarla konuştuk. Herkes rahatlamıştı ve ayrı bir sevinç
içindeydi. Nursen’in ailesi başka
şehirde olduğundan daha çok merak ediyordu. Uzakta olunca akılları bizde
kalmıştı tabii. Güzel haberi alınca onlarda rahatladılar. Yanımızda olamasalar da
oralardan verdikleri destek bile bize iyi geliyordu. Nursen’in kardeşi Çiğdem
ve eşi de tesadüfen bu işlemler sırasında Ankara’daydı. Onlar da yanımıza
geldiler. Nursen için daha da fazla moral oldu tabii.
Artık çıkıp
eve gitme zamanı geldi. Nursen kalktı, yavaş yavaş giyinmesine yardım ettim ve
odadan çıktık. Arabaya binip doğru eve.