Doktorumuz
muayenesini, her gördüğünü “Bak annesi bu ayağı. Babası sende gördün mü?” diye
bizle de iletişim halinde olarak sürdürüyordu. “Bakın bu ayağı. Bu diğer ayağı.
Bunlar ayak parmakları. İki tane ayağı var merak etmeyin” dedi. Sonra “Bu da
göz bebeği. Gözleri hareket halinde. Bu midesi, bu böbreği. İki tane gayet
normal böbreği var. Bu ana atar damarı ve çok güzel görünüyor. Bu kulağı ve
kulak kenarı. Normal boyutlarda. Burası burnu, burası ağzı” diye her şeyi en
detaylı şekilde bize gösteriyordu doktorumuz. Bunları 2 ay önce detaylı
ultrasona gittiğimizde de görmüştük ama Lâl bu kadar büyümemişti. Şimdi ise
doktorumuz sayesinde tekrar daha belirgin şekilde görüyorduk. Hem de detaylı
ultrasonun yapıldığı kadar gelişmiş olmayan bir ultrason cihazında. Belki en
başından itibaren bu doktora gelsek detaylı ultrasona bile gerek kalmayacaktı.
Sanırım bunları görmek ve yorumlamak birazda tecrübe ile doğru orantılı.
Bunları
yazarken cep telefonumla çektiğim başarısız videolar çok işe yaradı. O
videoları seyrederek yazdım bu detayları. Yoksa normalde video olmasa veya not
alınmasa hatırlaması gerçekten çok zor. O videolar hem bunları yazmak için
işimize yaradı, hem de ilerde Lâl’e bir hatıra olacak. Belki büyüdüğünde
ilgisini çeker ve seyreder.
Daha öncede
dediğim gibi biz baksak bunları seçebilmemiz çok zor olurdu ama doktorumuz
söyleyince ve biraz dikkatli bakında ne olduğunu bizde anlayabiliyorduk. Her
gösterdiği uzvunda da “Bak annesi, bak babası” diyerek bizim de dikkatimi
çekiyordu doktorumuz. Arada da bana “Bak bak bu kafası. Çekiyorsun değil mi
babası? Bunları kaçırma” diye sohbetten eksik kalmıyordu. “Bunların hepsini
çekip sonra facebook’da yayınla. Görmemişin bebeği olmuş facebook’a koymuş” diye
aralarda bize takılmadan da edemiyordu.
Sonra Lâl’in
üç boyutlu görüntüsünü gösterdi bize. Bu görüntüde yüzü gayet net belli
oluyordu. Bayağı şekillenmişti artık yüz hatları ve uzuvları. Gerçekten burnu,
gözü, ağzı, kulağı teker teker seçilebiliyordu. O anda monitöre sarılıp öpmek
istedim gerçekten. Nursen’in de benimde içimiz kıpır kıpır olmuştu. İlk deva
Lâl’i bu kadar net görüyorduk ve ben gerçekten duygulandım. Şöyle bir Nursen’e
baktığımda onunda duygulu gözlerle monitöre baktığını gördüm.
Bu arada doktorumuz
üç boyutlu görüntünün de olduğu 3-4 görüntüyü kağıda basıp bize verdi. Lâl’in
ilk fotoğrafları elimizdeydi artık. Yalnız üç boyutlu görüntüde kafa kısmında
kocaman siyah dairesel bir şekil vardı. Bu ilk anda bizi merak ettirdi.
Doktorumuza sorduğumuzda “Bu sadece ultrason cihazında ışık gitmeyen bölge. O
yüzden karaltı şeklinde çıkmış. Merak etmeyin” cevabı ile rahatladık.