O gün geldi
çattı. Sabah erken saatlerde havaalanına doğru yola koyulacağız. Tayfun almaya
geldi bizi. Havaalanına o götürecek. İzmir’de ineceğiz uçaktan ve havaalanından
dayım gelip alacak. Dayım, Londra’da yaşıyor ama o sıralarda Güzelçamlı’da o
da.
Uçağa binmeden
önce check-in yaptırırken Nursen’den rapor istediler aynen beklediğimiz gibi.
Göğsümüzü gere gere “Alın işte biz 22 haftalık hamileyiz. Aslanlar gibi uçağa
bineriz hatta roket varsa ona da bineriz” tavrıyla raporu uzattık görevli
bayana. Öyle bir rahatlık, öyle bir hava, öyle bir tatile çıkmanın verdiği
vurdum duymazlık var ki bizde sormayın gitsin.
Biz o kadar
kasılınca, raporu yapıştırınca görevli bayan çok heyecanlandı herhalde ki
Nursen Tepiltepe adına iki tane biniş kartı çıkartmış. Uçağa binmeden 20 dakika
önce biniş kartlarına bakarken benim biniş kartım olmadığını ve Nursen’in iki
tane olduğunu gördüm. Tamam Nursen çift canlı ama çift biniş kartlı olmasına
gerek yok. Apar topar durumu görevliye ilettim ve aceleyle durumu düzelterek
biniş kartlarından bir tanesini iptal ederek benim adıma yeni bir biniş kartı
çıkarttı.
Nursen’in
hamileliği sayesinde sıra beklemeden son kontrolden geçip uçağımıza bindik. İlk
defa Nursen ve sayesinde ben hamilelik önceliğinden yararlandık havaalanında.
Havaalanında hamilelere her kapıda öncelik tanınıyor. Hiçbir kuyrukta sıra
beklenmesine gerek yok, direkt öne geçip görevliye durumu söyleyince en önde
işlemleriniz yapılıyor. Önemli bir husus daha var; hamileler kontrol
geçişlerinde herhangi bir radyasyonlu alana maruz kalmadan yan taraftan geçiş
yapılabiliyor. Hamile bir kadının kesinlikle radyasyona maruz kalmaması
gerekiyor.
Bundan sonra
da hamilelik önceliğinden yararlanacağımız durumlar olacak ama umurunda olmayan
duyarsız insanlarımızın da çok fazla olduğunu da göreceğiz. Bunu daha sonraları
detaylı olarak anlatacağım.