Tatilimizin
sonuna geliyorduk yavaş yavaş. Ankara’ya dönüp doğum hazırlıklarına
başlayacaktık artık. Tatilin son 3 gününü İzmir’de geçirecektik. İzmir’de çok
yakın olduğum, hatta kardeşim diye gördüğüm Seren’e gidecektik. Nursen’de çok
seviyor Seren’i ve beraber zaman geçirmekten çok büyük keyif alıyor. Ben
kardeşim gibi gördüğüm için Seren’i Nursen’in de gayr-ı resmi görümcesi
oluyordu aslında. Ama onlar birbirlerine “börülcem” diyorlar. Hatta Seren’i
Lâl’in halası olarak görüyorduk. Aramızda kan bağı olmasa da böyle yakın bir
ilişkimiz var.
Son
günlerimizde artık Güzelçamlı’da ki tanıdıklarımızla da karşılaştıkça
vedalaşıyorduk. Pazar esnafı, evimizin yakınlarındaki esnaf, belediyenin çay
bahçesinde çalışanlar gelecek sene bizi bebeğimizle birlikte beklediklerini
söyleyip vedalaşıyorlardı. Hepsi orada olduğumuz sürede bize çok yardımcı
olmuşlardı ve ilgilenmişlerdi.
İzmir’e
gitmek için önce Güzelçamlı’dan dolmuşa binip Kuşadası’na gitmemiz gerekiyordu.
Sonra Kuşadası Otogar’dan otobüs ile İzmir’e geçecektik. İzmir Otogar’ından da
Seren gelip bizi alacaktı. Bu seyahatte en zor olanı dolmuşla Kuşadası’na
gitmek olacaktı. Tabii ki zorluk Nursen açısından. Dolmaşa binmek, inmek, sıkışık
koltuklar arasında oturmak hamile bir kadın için zor oluyor tabii ki. Gerçi benim içinde biraz zor olacaktı aslında.
Elimizdeki bavullardan dolayı.
Plânı
programı yapıp Seren’e haber verdik biz şu gün geliyoruz diye. Seren’de işini
ona göre ayarladı. Gideceğimiz günden bir gün önce İclâl Abla “Yarın ne zaman
gidiyoruz?” diye sordu. Önce “Gidiyoruz” demesine anlam veremedim. “Yarın şu
saatte dolmuşa bineceğiz. Sonra da Kuşadası’nda ilk İzmir otobüsüne bineceğiz”
dedim. Yarım saatte bir Kuşadası’ndan İzmir’e otobüs kalkıyor o yüzden çok fazla
beklemeden hemen gidebilecektik.
İclâl Abla
“Yok dolmuşla gitmeyeceksiniz. Ben götüreceğim sizi. Kızı hamile haliyle
dolmuşa mı bindireceğiz?” dedi. İşte gene İclâl Abla yapacağını yapmıştı.
Kendisi programı yapıp bizi götürmeye karar vermiş meğerse. O yüzden “Ne zaman
gidiyoruz?” diye sormuş. Sağ olsun gene yardımımıza koştu İclâl Abla.
Yola
çıkacağımız gün sabah kahvaltıdan sonra aheste aheste hazırlanmaya başladık.
Çok sıcaklarda yola çıkmayalım diye düşünüyorduk. Şöyle öğleden sonra gibi
çıkmaya karar verdik. O yüzden de gayet yavaş şekilde hazırlanıyorduk. Öğleden
sonra İclâl Abla’nın arabasına eşyalarımızı yükledik, komşularımızla vedalaştık
ve yola koyulduk. Herkes bizi gelecek sene 3 kişi olarak bekliyordu. Annem de
bizimle gelecekti ve hep beraber Kuşadası Otogarı’na doğru yola çıktık.