Her günümüz
çok keyifli geçiyordu tatilimizde. Sabahları erken kalkıp yürüyüşler yapıyorduk
Nursen’le. Daha öncede bahsetmiştim hamilelikte çok önemli yürüyüşler. Sabah ve
akşam olmak üzere günde iki kere uzun uzun yürüyorduk. Bu sayede yüzmenin yanı
sıra yürüyüş ile de beli çok rahat etti Nursen’in. Kaslarda çalışıp güçlendiği
için, karnı şiştikçe Lâl’i taşıması daha rahat oluyordu.
Güzelçamlı’ya
gelmeden hemen önce Ankara’da bir mağaza tesadüfen “hamile terliği” diye
satılan bir terlik görmüştük. Daha sonra hemen internetten araştırdım.
Şekillerle, resimlerle detaylı olarak ne olduğunu, nasıl olduğunu, ne gibi
faydaları olduğunu öğrendim. Nursen’le beraber incelediğimizde gerçekten işe
yarayacak bir terlik olduğunu düşündük. Hemen gidip aldık terliği. Nursen
yürüyüşlerde o terliği giydi ve gerçekten çok faydasını gördü. Daha rahat
yürüyor ve beli çok rahat ediyormuş. Hamileliğinin sonun kadar kullandı o
terliği ve hâlâ da kullanıyor. Hamilelik sonrasında da kullanılabilecek çok
ergonomik ve rahat bir terlik.
Sabah
yürüyüşlerinde erkenden Güzelçamlı’nın ufacık limanına gidiyorduk. Balıkçıların
dönmesini bekliyorduk. Saat 8’e doğru teker teker küçük tekneleriyle dönüyordu
balıkçılar ve küçük kovalar içinde yakaladıkları balıkları tezgaha
döküyorlardı. Artık ne çıktıysa. Bakıp beğendiğimizi alıyorduk. Beğenmezsek
şansımızı zorlayıp bir sonraki balıkçıyı bekliyorduk. Taze taze balıklarımızı
alıyorduk ve bol bol balık yedik. Balık zaten normalde çok faydalıdır. Hele ki
hamilelikte daha da fazla gerekli. Nursen zaten balık yağı hapı alıyordu.
Üstüne bir de taze balık yiyince vitaminler ve fosforla iyice besleniyordu.
Akşam
yürüyüşleri ise alış verişe yönelik oluyordu genelde. Akşam serinliğinde önce
sahilden uzun bir yürüyüş yapıyor ve bizim sitenin ilerisindeki markete gidip
eğer gerekliyse alış verişimizi yapıyorduk. Alış verişe gerek yoksa gene sahilde
uzun bir yürüyüşten sonra gene deniz kenarında bir yere oturup dinleniyorduk.
Bu yürüyüşlerde
konumuz genelde Lâl oluyordu tabii ki. Doğduktan sonra neler yapacağız, nasıl bir
düzen kuracağız, hayatımızda ne gibi değişiklikler olacak gibi soruları konuşarak
kendimizce plânlar yapıyorduk. Odasını nasıl yapacağız? Neler alacağız? Nasıl hazırlıklar
yapacağız? Hatta kreş, okul gibi plânları bile yapıyorduk. Aslında plân demek pek
doğru olmayabilir. Genelde hayallerimizi konuşuyorduk. Çok güzel hayaller ve plânlardı
bunlar.
Bakalım Lâl doğunca konuştuklarımızın ne kadarını gerçekleştirip hayata
geçirebileceğiz? Artık tüm yaşam kaynağımız, heyecanımız, geleceğimiz, umudumuz
her şeyimiz Lâl olacaktı. Hatta sanki olmuştu bile. Şunun şurasında 3 ay kadar bir
süre kamıştı doğumuna.