Aslında uçak
günümüzde en güvenli ulaşım aracı ama gene de hamile kadınlarda bir endişe
yaratıyor. Hava yolu şirketlerinin de hamilelerden illâ ki rapor istemesi bu
endişeyi daha da arttırıyor. Nursen’de de biraz endişe oldu tabii ki. Ama hamileliğinin
22. haftası olduğu için düşük riski,
mide bulantıları, uykusuzluk hâlleri gibi sorunlar bittiğinden uçağa binmesinde
hiçbir sakınca yoktu. Bunu doktor arkadaşlarımıza da sorarak teyit ettik ve
emin olduk.
Aslında 28. haftaya
kadar hamileler uçağa raporsuz binebiliyorlar. Rapor esas olarak 28. – 35. haftalar
arasında uçağa binecek hamileler için isteniyor. Fakat 35. haftadan itibaren hamilenin
uçağa binmesine izin verilmiyor. Gene de havayolu şirketi rapor istiyordu her
ihtimale karşı.
Rapor sorun
değil. Tabii ki her zaman olduğu gibi hemen Evrim’i aradık. O da hem uçağa
binme konusunda hiçbir sakınca olmadığını hem de raporun sorun olmayacağını,
tüp bebek merkezinde hemen bir rapor hazırlatıp Aysun Hanım’a
imzalatabileceğini söyledi. Madem rapor sorunumuzda yoktu artık rahat rahat
gidebiliriz Güzelçamlı’ya.
Hazırlıklarımızı
tamamladık. Tatil alışverişi, Nursen’e hamile alışverişi derken her şey tamam.
Bunları bavula tıkıştırıp yola çıkacağız. Ama bavula değil bavullara
tıkıştırdık anca. İki kişi bir tatile ne kadar eşya ile gidebilir ki? Biz 2 büyük
bavul ağzına kadar dolu, 2 çanta ağzına kadar dolu, 1 tane de sırt çantası o da
ağzına kadar dolu. Sanki tatile gitmiyoruz göç ediyoruz. 5 hafta kalacağız ya
evi taşıdık neredeyse. Gardırobu söküp götürsek daha kolay olacaktı sanki.
Güzelçamlı’da
dolmuşta bir çift ve kucaklarında bir bebek vardı. Birkaç aylık bir bebek.
Tatile geldikleri belliydi. Bir otelin önünde dolmuştan indiler ve yanlarında
sadece orta boy bir bavul ve bir el çantası vardı. Hem de kucaklarında küçücük
bir bebekle. Nursen’le aynı anda dönüp birbirimize baktık ve “Yuuhh bize”
dedik. İnsanlar kucağında bebekle bu kadarcık eşya ile geliyor, biz daha hamile
halimizle neredeyse bir traktör eşya getirdik. Lâl doğduğunda kamyonla
geleceğiz demek ki.