Daha çok
erken olmasına rağmen hemen plânlar yapmaya başladık. Bu süreçte neler
yapacağız, nasıl geçireceğiz, tatilde ne yapacağız hepsini yavaş yavaş plânlıyorduk.
Aslında hamilelik çok güzel bir zamana denk geliyor. En sorunlu ilk 3 ayı
Ankara’da geçireceğiz. Kış sonu, bahar başına denk gelecek. Bu dönem evde ve
havalar ısınınca dışarıda yürüyüşle, gezerek geçecek. En zevkli ikinci 3 ay, yaz
aylarına denk geliyor. Bir ayı tatilde geçecek. Gene zor olan üçüncü 3 ay ise
Ankara’da geçecek ve yaz sonu ile
sonbahar başına denk gelecek. Hesaba göre ekim ayında da doğum olacak zaten.
Kabaca plânları yapıyoruz. Tabii ne derece uygulayabileceğimiz belli değil ama
olsun en azından bizi rahatlatıyor.
Bu arada
bebek için neler alacağız, neler yapacağız gibi düşüncelerimizde var. Bunları
da yavaş yavaş düşünüyoruz, kesin olmamakla birlikte ufak kararlar veriyoruz.
Tabii ki bebeğin kız veya erkek olmasına göre değişebilecek esnek kararlar. Aslında gerçekten bunlar için henüz çok erken
ama düşünmek, konuşmak, plânlar yapmak bizi daha iyi motive ediyor, daha
moralli oluyoruz. Ama en önemli kararımız hem kız hem erkek için isimlerinin
belli olması.
Plânlarımızın
en önemlisi, hamilelik sürecinde devamlı gidebileceğimiz, süreci sürekli takip edecek
doktorumuza karar vermek. Bu doktoru seçerken çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Kesinlikle güvenebileceğimiz, beni ve eşimi rahatlatacak, bizi tedirgin etmeyecek, bize karşı ilgili,
yedi gün yirmidört saat herhangi bir sıkıntı durumunda ulaşabileceğimiz, rahatlıkla kafamıza
takılan her türlü konuyu konuşabileceğimiz bir doktorumuzun olması lazım. Biz bu
konuda ilk kararımızda biraz şanssızlık yaşadık. Ama sonrasında, kontollerimizin
devamını sağlayan doktorumuzda ise inanılmayacak kadar şanslıydık. Bunları ileride
detaylı olarak anlatacağım.
Moralimizi bozan tek şey ise tedavi sürecinde devamlı kullandığımız kan sulandırıcı iğneye devam edecek olmamız. Gerçi moral bozmasının sebebi sadece her gün iğne yapacak olmamız, her gün Nursen’in her ne kadar acıtmamaya çalışsam da canının acıyacak olması, kendimizi iğneye göre programlayacak olmamız. Aslında bebeğimizin daha iyi gelişmesi için bu iğne çok faydalı olacak. Hamileliğin sonuna kadar da devam edecek. Olsun en yapalım? Nursen’in ve bebeğin sağlığı için gerekliyse katlanacağız. Bir de tüp bebek olduğu için ve Nursen’in yaşı 38 olduğundan riskli gebelik grubuna girdiğimizden dolayı her şey çok daha dikkatli ve işi şansa bırakmayacak şekilde düzenleniyor doktorlarımız tarafından. Bir de Nursen için esas sıkıntı veren bir ilaç daha devam edecek ama çok uzun sürmeyecek. Bir müddet daha kullanıp bırakacak neyse ki.