Arada
alışveriş sırasında canı bir şey istediğinde veya yemesi gereken, faydalı bir
şey gördüğümüzde alıp evde yapıyorduk. Ama hiç akıllanmamışçasına bir kerelik
değil daha fazla alıyorduk nasıl olsa yeriz diye düşünerek. Tabii ki bir kere
yapıp kalanını derin dondurucuya
koyduktan sonra bir daha yemeyerek orada unutup aylar sonra attığımız
yiyeceklerde çok oldu.
Hiç aşermedi
Nursen dedim ama sanki bir kere aş erme gibi bir durum oldu. Ama çok samimi
söylüyorum ben daha çok aşerdim. Ya da bir şeyler yemek için kendime bahane
yaratıyordum. Bir akşam üzeri televizyonda yemek programında zeytinyağlı yaprak
sarma gösterdiler. Nursen “Canım çok istedi, olsa da yesem!” dedi. Öyle deyince
ben dayanabilir miyim? Hemen fırladım, giyinip kendimi sokağa attım. Nursen
“Dur boşver, gitme, gerek yok!” falan desede dinler miyim hiç? Bir yerlerden
zeytinyağlı yaprak sarma bulacağım mutlaka. İyi ki oturduğumuz yer böyle şeyler
için alternatifi çok olan bir semt. Tahmin ettiğim üzere, mutlaka olur diye
düşündüğüm ilk gittiğim yerde buldum. Hemen yarım kilo alıp koşarak eve geldim
ve Nursen’in önüne paketi koydum. Onun bayıla bayıla yemesini seyretmek bile
bana nasıl bir keyif verdi anlatamam.
Gene
televizyon karşısında bir akşam üstü pineklerken bu sefer kuru fasulye reklamı
çıktı. Nursen “Offf yaaa ne güzel görünüyor. Ne giderdi şimdi?” dedi. İşte bana
gene bir fırsat çıkmıştı. Akşam yemeği saatide geliyordu. Nasıl olsa bu akşam
da her akşam olduğu gibi yemek düşünüp, bir kere yiyebileceğimiz bir yemeğe
karar verecektik. Ya dışarıdan söyleyecektik ya da dışarı çıkıp yiyecektik.
Madem hazır Nursen’in canı kuru fasulye istedi “Hadi kalk hazırlan. Çıkıyoruz.
Kuru fasulye yiyeceğiz” dedim. Bu sefer hiç itirazsız “Tamam” dedi Nursen.
Diyecek tabii, nasıl olsa bir şeyler yemeyecek miyiz? Çıkıp arabaya atladık ve
Balgat’da ki çok meşhur bir kuru fasulyeciye gittik. Yalnız, sanırım televizyon
seyretmek bayağı bir pahalıya patlayacak bize. Özellikle reklam ve yemek
programları. Orada gördüğünü istiyor Nursen. Olmazsa sadece belgesel, haber
programı falan seyredeceğiz yiyecek görmemesi için. Şaka bir yana Nursen’in
böyle yemek istekleri olması beni çok mutlu ediyordu. Hiç değilse canının
istediği bir şeyler görüp yiyebiliyordu. Zaten genelde tostla karnını doyurduğu
için arada böyle değişik yemekler iyi oluyordu.
Bence bir
durum yaşadık ki esas aşermesi o gündü. Durup dururken bir gün Nursen’e beyaz peynir
ve domatesli sandviç kokmuş. Hadi canın istiyorsa gidip bir yerlerde bulup yiyelim
hayatım dedim ama istemedi. Üstünede o günün gecesinde rüyasında beyaz
peynirli, domatesli sandviç görmüş. Sabah
kalktığında rüyasından bahsetti ve canının çok istediğini söyledi. O gün de
daha önce bahsettiğim doktor Sarp Bey’e kontrole gidecektik. Kontrolden sonra
gidip bir şekilde bulup yeriz dedim.
Kontrolden
çıktık ve hastane Tunalı Hilmi Caddesi’ne yakın olduğundan direkt gidip sandviç
aramaya başladık. Birkaç pastane, simit kafe gibi yerlere sorduk ama şansımıza
ya çıkmamış oluyor ya da yapmıyorlarmış. Araya araya caddenin Esat tarafına
doğru yürüdük. En sonunda bir pastanede bulduk ve heyecanla oturup sipariş
ettik. Gerçekten canı çok istemiş Nursen’in ve iki lokmada bitirdi neredeyse.
Aşermiyorum
diyordu ama bu örnekler bariz şekilde aşerdiğinin kanıtı oluyor işte. Ama
genede bunlarla sınırlı kaldı gibi. Gerçekten canının bir şeyi çok istemesi
şeklinde çok fazla aşerme durumu olmadı.