Bir tanecik
çiy damlam benim… Göz açıp kapayıncaya kadar geçti 3 sene. Bugün tam 3
yaşındasın artık. Tam üç sene önce bugün dünyaya geldin. Annen, ben ve sevdiğin
bir çok yakının bu saatlerde hastanede heyecanla senin gelmen için saat
sayıyorduk. Şimdi ise hayatımıza girdiğin günden beri artık seneleri saymaya
başladık.
Çiy damlam, üç
senemiz seninle dolu dolu geçti. Her anımızı seninle paylaştık, her anımızda
yanımızda olmanı istedik. Gittiğimiz yer, yaptığımız iş fark etmedi, hep
seninle beraber paylaştık o anları. Ama itiraf ediyorum, ara sıra annenle beraber
baş başa bir yerlere giderek kaçamak yaptığımız zamanlar oldu. Ama inan ki tek amacımız,
sadece senin biraz bizsiz kalıp kafanı dinlemen içindi J
Gayet sakin,
rahat, sıcak kanlı, olumlu bir bebek oldun sen. Bebek diyorum çünkü artık kocaman
oldun ve ‘çocuk’ sınıfına girdin. Ara sıra arızaya geçip huysuzlandığın
zamanlar da oldu tabii ki ama ne de olsa sen bebeksin, bunlar olmazsa bir
gariplik var demektir. Ama biz senden hiç şikayetçi olmadık. Bebekliğinden
kaynaklanan her huysuzluğunda, her sorunda sakin ve mantıklı şekilde çözüme
gitmeye çalıştık. Genelde de başarılı olduk. Tamam ara sıra annenin ve benimde
çıldırdığımız zamanlarımız oldu ama sende bize biraz hak ver, biz de 40 yaşı
devirmiş durumdayız. Bazen tahammül sınırımız düşük olabiliyor.
Sakin ve
rahat bir bebek olmanda ki en büyük etken ise 2 yaşına kadar seni annenin
büyütmesi oldu. Seninle o kadar güzel ve sakince ilgilendi ki sende bu
sakinliği karakterinde, kişiliğinde yansıttın. 2 yaşından sonra ne mi oldu?
Merak etme gene çok iyiydin. Yaklaşık 1 sene bıdıbıdı’cığın (babaannen) sana
baktı ve sonrada kreşe başladın. (Babaanne’ne
ilk konuşmaya başlamandan itibaren ‘bıdıbıdı’ dedin. Umarım bu mektubu okuduğun
yaşlarında da bıdıbıdı demeye devam ediyor olursun. Ha bu arada annene de ‘Hua’
diyordun ama 3 yaşından 2 ay kadar önce sadece anne demeye başladın.)
Ben neredeyse
hastalık derecesinde sana düşkün oldum. Seni, sensiz geçen her anda çok
özlüyorum, aklıma geldiğin anda burnumun direği sızlıyor. Baba olmak ve
özellikle de kız babası olmak çok değişik ve müthiş güzel bir duyguymuş
meğerse. Sayende yaşadım bu güzelliği.
Zaten
duygusal bir adamım ama seninle daha da duygusal oldum. Sen uyurken, oyun
oynarken, yemek yerken hiçbir şey düşünmeden seni seyrettim. Kucağımda uyurken
sana baktığımda gözlerim yaşardı. Sana olan sevgimden, mutluluğumdan ağladım.
Doğal olarak
annene çok düşkün oldun. Bunu kıskanmıyor da değilim açıkçası. Ama bana olan
sevginin de farkındayım. Bana ‘baba’ diye her seslendiğinde içim eriyerek
yanına koştum, elimi tuttuğunda, başını göğsüme yasladığında, senin için çok
konforlu olan göbeğime yattığında hissettiğim mutluluğumun, huzurumun tarifini
yapamam. En ufak bir rahatsızlığında, en ufak bir şekilde canın acıdığında
benimde içim sızladı. O acıyı, rahatsızlığı bende hissettim. Sen benim bir
parçamsın ve hayatımsın, canımsın, her şeyimsin.
Son
zamanlarda bana biraz daha düşkün olmaya başladın ve bu beni çok mutlu ediyor.
Hani derler ya “kız çocukları babalarına düşkün olur” diye, işte bende bunu
bekliyorum heyecanla. Seninle oyun oynamak, birlikte bir şeyler yapmak, beraber
zaman geçirmek, seninle herhangi bir zamanı paylaşmak benim için en büyük
mutluluk. Bazen bir işi yaparken bana yardım bile ediyorsun ya hani işte o
zamanlarda işim bir kolaylaşıyor ve keyifli hale geliyor ki sorma gitsin.
Mesela elimde tornavida bir şeyleri vidalarken bana yardım edip o vidaları
senin vermen, yaptığım bir şeyin ucundan tutman seninle geçirdiğim en güzel
zamanlardan birisi oluyor. Her ne yaparsam yapayım, eğer senin içinde
tehlikesiz ve uygunsa o işi seninle yapmak benim için ayrı bir mutluluk oluyor.
Tabii aynı şekilde annene de mutfakta, çamaşırda, temizlikte yardımlarını
esirgemiyorsun ve annen de eminim benim kadar mutlu oluyordur. Ha o durumda da
ikinizi seyretmek çok keyifli oluyor.
Bu üç senedir
senin gelişimini, büyümeni izlemek ve takip etmek gerçekten çok şaşırtıcı oldu.
Hemen her gün yeni bir gelişim gösteriyorsun, yeni bir şey yapıyorsun, hiç
umulmadık zamanda bir şey söylüyorsun veya bir hareket, mimik yapıyorsun. Tüm
bunları gün be gün yaşamak, görmek çok çok keyifli ve şaşırtıcı.
Ben, senin
hayatımıza girdiğin andan şu ana kadar çok mutlu oldum ve bundan sonrada bana
bu mutluluğu arttırarak yaşatacağına eminim. Sen benim hayatım oldun ve artık
hayatımda senden başka bir şey düşünemiyorum. Seni kendimden de çok seviyorum
ve seveceğim Çiy Damlam.
Benim ‘baba’ olmamı
sağlayıp, bana bu duyguyu yaşattığın için sana çok teşekkür ederim. Seni inanamayacağın
kadar çok seviyorum...
3. yaş günün kutlu olsun ve daha nice mutlu, sağlıklı, başarılı, huzurlu yaşların olsun Çiy Damlam...