Evliliğimizin 9. Ayına geldiğimizde herhangi bir bebek
yapalım, üstünde çalışalım durumumuz yoktu. Evliliğimizin tadını çıkartıyorduk.
Geziyoruz, keyif yapıyoruz, birbirimizi yaşıyoruz Nursen’le. Ama beraber çok
güzel zaman geçiriyoruz ve çok eğleniyoruz. Gerçi hâlâ öyle. Artık bebeğimizle
bunları yaşıyoruz. Ara sıra konuşmalarımızda bebek hayâllerimiz de olmuyor
değil. Olursa şöyle yaparız, böyle yaparız diye kendi kendimize fikirler üretip
konuşuyoruz. Bu konuşmaların sonu artık bebek yapalım planlarına dönüşmeye
başlıyordu yavaş yavaş.
Önce doktor arkadaşlarımızla konuşmayı düşündük.
Sonuçta ikimizde 38 yaşımızın sonlarındaydık. Önce kadın doğumcu ve tüp bebek uzmanı olan
arkadaşıma gidip hem Nursen hem ben kontrolden geçtik. Sonra ben ürolog olan
bir arkadaşıma muayeneye gittim. Muayeneler, testler gibi klasik aşamalardan
sonra iki arkadaşımında söylediği “39 yaşındasınız. Çocuğunuz olmaz diye bir
durum söz konusu bile değil. Olur ama 2-3 ay içinde de olabilir, 1 – 1,5 sene
içinde de olabilir.” oldu. Ne yapsak ki? Görünüşe göre oluruna bırakmaktan
başka çaremiz yok gibiydi. Olsa ne güzel olur, olmasa da ne yapalım olmuyor
deriz diye düşünüyorduk. Tam bu sıralarda Evrim’le konuştuk. Embriyolog ve çok
yakın arkadaşımız. Özel bir tüp bebek merkezinde çalışıyor ve çok da başarılı
bir embriyolog. Telefon konuşmamızda “Eh hadi bakalım. Yeter artık sizin
beklediğiniz. Yaşınız kemâle erdi. Siz bana gelin bakalım hadi” dedi. E hadi
buyur bakalım biz oluruna bırakmıştık ama Evrim’de böyle söyledi. Nursen’le
hızlı bir düşünme ve kısa bir görüşme sonucunda gitmeye karar verdik. İşte
hayatımızın dönüm noktası burada başladı.
Biz ya ertesi gün ya bir gün sonra
kendimizi Evrim’in karşısında bulduk. Zaten yakın ve çok sevdiğimiz biri
olduğundan gayet rahattık. O da bizden bir takım kontroller istedi ve sonucunda
“ Yahu siz niye bekliyorsunuz. Gelmişsiniz neredeyse 39 yaşına. Hadi yapın
artık bir bebek de hep beraber sevelim. Beklemenin hiç anlamı yok hem de bu
yaştan sonra ne olur ne olmaz işi tehlikeye atmayalım. Haydi bakalım!” diyerek
bize tüp bebek bilgilerini verdi. Ne olur, nasıl olur, neler yapılması lazım
her şeyi bizim anlayacağımız şekilde anlattı. Evrim’in yanından tamamen değişik
düşüncelerle çıktık. Birbirimize “E hadi bakalım. Ne yapacağız şimdi?” diyerek
bakıyorduk. Ama belli ki ikimizde çok heveslenmiştik. Karar vermemiz çok kısa
sürdü. Denemekten bir zarar olmayacağını, hatta sonucunun çok güzel olacağını
düşündük ve tüp bebek yapmaya karar verdik. Gerçi daha ikimizde anne baba
olmaya hazır mıydık onu bile bilmiyorduk. Sanki kendimizi hazır hissediyorduk
ya da artık olması lazım diye düşünüyorduk. Önemli bir faktör daha birbirimize
olan aşkımızın ve sevgimizin bir meyvesi olsun istiyorduk. Yok yok bir
bebeğimiz olmalıydı, ikimizin bir çocuğu olmalıydı. Olmaması için hiçbir sebep
yok. Durumu hemen ailelerimize
söylemeyelim diye düşündük. En son kararımıza göre Evrim ile tekrar konuşup,
hem biraz daha detay öğrenip hem maddi olarak bize ne kadara mâl olacağı
hakkında kesin bilgileri edindikten sonra ailelerimize söylemeyi düşündük.
Tekrar gittik Evrim’e ve neler yapılacağını, zorluklarını, süreci ve bize
maliyetini anlattı. Aslında zaten tüp bebek yapmaya karar verdiğimiz için bu
konuşmalar teferruattı bizim için. “Evrim biz karar verdik tüp bebek yapacağız.
Hadi başlayalım” dedik büyük bir hevesle. Bu kararımıza Evrim’de çok sevindi
tabii ki, bizim gibi yakınlarına bu şekilde yardımcı olmak onu da çok mutlu
ediyordu. En az bizim kadar hevesli ve istekliydi.
Artık durumu ailelere
açmanın zamanı gelmişti. Nursen’in ailesi Antalya’da yaşadığı için onlara
telefonla, benim annem Ankara’da olduğundan bir akşam yemeğinde kararımızı
söyledik. Hâliyle çok çok sevindiler. Nursen’in ailesi dördüncü torunları
olacağı için, benim annem ise artık benden umudunu kesmiş iken bir torun sahibi
olacağı için inanılmaz bir sevinç içine girmişlerdi. Gerçi benim annem benden
umudunu kestiği gibi Nursen’in ailesininde düşünceleri çok farklı değildi. Onlar da pek umutlu değillerdi. Ama artık
heyecanlı bekleyişleri başlıyordu. Bizim heyecanımız ailelerimizin heyecanını
da görünce iyice arttı. Büyük bir hevesle tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi
olacağımız günü hayal etmeye başladık. Ama bizi zorlu bir tedavi süreci bekliyordu.
Birkaç ay sürecek bir tedavi süreci. Gerçi bizi demek biraz yanlış oldu daha
çok Nursen’i bekliyordu. Esas tedavi Nursen üzerinde yoğunlaşacaktı. İğneler,
haplar, ilaçlar. Bunların yanı sıra bize
de bir sürü şakalaşacak, güldürecek konu çıkacağının farkındaydık.