Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

28 Mart 2012 Çarşamba

Tüp bebek için karar veriyoruz


Evliliğimizin  9. Ayına geldiğimizde herhangi bir bebek yapalım, üstünde çalışalım durumumuz yoktu. Evliliğimizin tadını çıkartıyorduk. Geziyoruz, keyif yapıyoruz, birbirimizi yaşıyoruz Nursen’le. Ama beraber çok güzel zaman geçiriyoruz ve çok eğleniyoruz. Gerçi hâlâ öyle. Artık bebeğimizle bunları yaşıyoruz. Ara sıra konuşmalarımızda bebek hayâllerimiz de olmuyor değil. Olursa şöyle yaparız, böyle yaparız diye kendi kendimize fikirler üretip konuşuyoruz. Bu konuşmaların sonu artık bebek yapalım planlarına dönüşmeye başlıyordu yavaş yavaş. 

Önce doktor arkadaşlarımızla konuşmayı düşündük. Sonuçta ikimizde 38 yaşımızın sonlarındaydık.  Önce kadın doğumcu ve tüp bebek uzmanı olan arkadaşıma gidip hem Nursen hem ben kontrolden geçtik. Sonra ben ürolog olan bir arkadaşıma muayeneye gittim. Muayeneler, testler gibi klasik aşamalardan sonra iki arkadaşımında söylediği “39 yaşındasınız. Çocuğunuz olmaz diye bir durum söz konusu bile değil. Olur ama 2-3 ay içinde de olabilir, 1 – 1,5 sene içinde de olabilir.” oldu. Ne yapsak ki? Görünüşe göre oluruna bırakmaktan başka çaremiz yok gibiydi. Olsa ne güzel olur, olmasa da ne yapalım olmuyor deriz diye düşünüyorduk. Tam bu sıralarda Evrim’le konuştuk. Embriyolog ve çok yakın arkadaşımız. Özel bir tüp bebek merkezinde çalışıyor ve çok da başarılı bir embriyolog. Telefon konuşmamızda “Eh hadi bakalım. Yeter artık sizin beklediğiniz. Yaşınız kemâle erdi. Siz bana gelin bakalım hadi” dedi. E hadi buyur bakalım biz oluruna bırakmıştık ama Evrim’de böyle söyledi. Nursen’le hızlı bir düşünme ve kısa bir görüşme sonucunda gitmeye karar verdik. İşte hayatımızın dönüm noktası burada başladı. 

Biz ya ertesi gün ya bir gün sonra kendimizi Evrim’in karşısında bulduk. Zaten yakın ve çok sevdiğimiz biri olduğundan gayet rahattık. O da bizden bir takım kontroller istedi ve sonucunda “ Yahu siz niye bekliyorsunuz. Gelmişsiniz neredeyse 39 yaşına. Hadi yapın artık bir bebek de hep beraber sevelim. Beklemenin hiç anlamı yok hem de bu yaştan sonra ne olur ne olmaz işi tehlikeye atmayalım. Haydi bakalım!” diyerek bize tüp bebek bilgilerini verdi. Ne olur, nasıl olur, neler yapılması lazım her şeyi bizim anlayacağımız şekilde anlattı. Evrim’in yanından tamamen değişik düşüncelerle çıktık. Birbirimize “E hadi bakalım. Ne yapacağız şimdi?” diyerek bakıyorduk. Ama belli ki ikimizde çok heveslenmiştik. Karar vermemiz çok kısa sürdü. Denemekten bir zarar olmayacağını, hatta sonucunun çok güzel olacağını düşündük ve tüp bebek yapmaya karar verdik. Gerçi daha ikimizde anne baba olmaya hazır mıydık onu bile bilmiyorduk. Sanki kendimizi hazır hissediyorduk ya da artık olması lazım diye düşünüyorduk. Önemli bir faktör daha birbirimize olan aşkımızın ve sevgimizin bir meyvesi olsun istiyorduk. Yok yok bir bebeğimiz olmalıydı, ikimizin bir çocuğu olmalıydı. Olmaması için hiçbir sebep yok.  Durumu hemen ailelerimize söylemeyelim diye düşündük. En son kararımıza göre Evrim ile tekrar konuşup, hem biraz daha detay öğrenip hem maddi olarak bize ne kadara mâl olacağı hakkında kesin bilgileri edindikten sonra ailelerimize söylemeyi düşündük. Tekrar gittik Evrim’e ve neler yapılacağını, zorluklarını, süreci ve bize maliyetini anlattı. Aslında zaten tüp bebek yapmaya karar verdiğimiz için bu konuşmalar teferruattı bizim için. “Evrim biz karar verdik tüp bebek yapacağız. Hadi başlayalım” dedik büyük bir hevesle. Bu kararımıza Evrim’de çok sevindi tabii ki, bizim gibi yakınlarına bu şekilde yardımcı olmak onu da çok mutlu ediyordu. En az bizim kadar hevesli ve istekliydi. 

Artık durumu ailelere açmanın zamanı gelmişti. Nursen’in ailesi Antalya’da yaşadığı için onlara telefonla, benim annem Ankara’da olduğundan bir akşam yemeğinde kararımızı söyledik. Hâliyle çok çok sevindiler. Nursen’in ailesi dördüncü torunları olacağı için, benim annem ise artık benden umudunu kesmiş iken bir torun sahibi olacağı için inanılmaz bir sevinç içine girmişlerdi. Gerçi benim annem benden umudunu kestiği gibi Nursen’in ailesininde düşünceleri çok farklı değildi.  Onlar da pek umutlu değillerdi. Ama artık heyecanlı bekleyişleri başlıyordu. Bizim heyecanımız ailelerimizin heyecanını da görünce iyice arttı. Büyük bir hevesle tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olacağımız günü hayal etmeye başladık. Ama bizi zorlu bir tedavi süreci bekliyordu. Birkaç ay sürecek bir tedavi süreci. Gerçi bizi demek biraz yanlış oldu daha çok Nursen’i bekliyordu. Esas tedavi Nursen üzerinde yoğunlaşacaktı. İğneler, haplar, ilaçlar.  Bunların yanı sıra bize de bir sürü şakalaşacak, güldürecek konu çıkacağının farkındaydık. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder