Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers
hamile duyarlılığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hamile duyarlılığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2012 Salı

Hamile Bir Kadına Gösterilen Duyarsızlık


Gündüz ben işe gidiyordum. Nursen evde dinleniyordu veya ara sıra dışarı çıkıp işlerini hallediyordu veya arkadaşlarıyla buluşuyordu. Hamile haliyle, karnı burnunda yapması gereken işlerinin peşinde koşturuyordu ama bu durumuna rağmen zorluklar da yaşıyordu. Gerçi Nursen için iyi oluyor denilebilir dışarıda bir şeylerle uğraşması. Devamlı evde oturmaktan sıkılıyor doğal olarak. Dışarı çıkmak, hareket etmek iyi geliyordu.

Hani daha önce anlatmıştım Güzelçamlı’da yaşadıklarımızı. Nursen’e hamile olduğu için nasıl güzel ilgi gösteriyorlardı, yardım ediyorlardı. Ankara’da bunların neredeyse hiç birini göremedik. Tabii ki ara sıra gene insanlarımız duyarlı davranıyordu ama geneli duyarsız ve umursamaz oluyordu.

Nursen, tapu dairesine bir iş halletmek için gittiğinde uzun bir sıra olduğunu görmüş ve sıradakilerden görevli bayana yaptıracağı iş ile ilgili bir şey sormak için izin isteyip geçmiş. Yaptıracağı işlemin nereden ve nasıl olduğunu öğrenmiş. Görevli olan bayan ise Nursen’in hamile olduğunu görünce bu halde sıra beklemesine gerek olmadığını söyleyerek işini hemen halletmek istemiş. Türk insanının doğasından kaynaklanan, normal olarak gösterdiği bir duyarlılık aslında bu. Ama sıradaki diğer kişiler bu duruma isyan ederek bağırıp çağırmaya başlamışlar. Resmen Nursen’in üzerine yürümeye başlamışlar ve güvenlik görevlisi önlemiş bu insanları. İşin garip tarafı bu duruma en çok isyan edenler ise orta yaş üstü iki kadın. Hadi erkekler toplumumuzda biraz daha duyarsız olabiliyor. Genellemek istemiyorum ama Türk erkekleri gerçekten böyle. Ama kadınlar nasıl bu kadar duyarsız olabiliyor? Muhtemelen o iki kadın da annedir. Hamileliğin ne olduğunu, nasıl olduğunu, böyle durumlarda durumun ne kadar zor olduğunu biliyor olmalılar. Anne olmasalar bile kadın iç güdüleri ile bilmeleri lazım sanırım. Ama onlar bu duyarlılığı göstermemişler.

Her şeye rağmen görevli bayan Nursen’in işini halletmiş ve bir an önce oradan çıkmasını sağlamış.

Bir örnek daha vereceğim. Gene Nursen kendisinin halletmesi gereken bir iş için postaneye gitmiş. Doğal olarak orada da kalabalık bir sıra var. Nursen’de sıraya geçmiş ve beklemeye başlamış. Hiç kimse “Sen hamilesin. Bekleme buralarda. Geç işini hallet” dememiş. Hatta oturarak bekleyenler bile kalkıp yer vermemiş.

İşte büyük şehirde insanlarımızın duyarlılığı bu kadar. Küçük yerleşim yerlerindeki insanlar kesinlikle daha duyarlı ve yardımsever.

Bir arkadaşımın eşinden de bir örnek vermek istiyorum bu duyarsızlıklara. Çok sevdiğim bir arkadaşımın eşi 8 aylık hamile haliyle arkadaşımın iş yerine gelmek üzere otobüse biniyor. Otobüste bayağı dolu, herkes ayakta ve sıkış sıkış. Hemen hepsi de öğrenci. Yani gencecik insanlar. O kadıncağız hamile hali ile yarım saatlik yolu ayakta gelmiş. O genç insanlardan hiç biri kalkıp yer vermemiş. Özellikle genç insanlarımız nasıl bu kadar vurdum duymaz, umursamaz, duyarsız olabiliyor?

Tabii ki kimse yardımcı olmak zorunda değil. Böyle bir kural yok. Ama burada vurgulamak istediğim biraz duyarlılık göstermek. Hepimizin eşi hamile olmuştur veya olabilir, bir çok kadın hamileliği yaşamıştır ve neyin nasıl olduğunu, zorluklarını çok iyi biliyordur. Bunu bile bile başka bir hamile kadınında bu zorlukları yaşayacağını düşünerek, onunla empati kurarak biraz duyarlılık göstermesi gerekir diye düşünüyorum.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

İnsanımızın hamile duyarlılığı


Deniz kenarında çok fazla güneşte kalmaması gerekiyordu Nursen’in. Plajda şezlong ve şemsiyeler vardı gerçi ve onları kullanabilirdik. Ama biz daha güzel bir yer bulduk kendimize. Belediye’nin bir çay bahçesi vardı deniz kenarında. Orada oturmayı tercih ettik. Özellikle saat 11 ile 16 arasındaki tehlikeli güneş ışınlarından korunuyorduk. Sonra o çay bahçesinde bir iğde ağacı keşfettik. Hemen masayı, sandalyeyi iğde ağacının altına kurduk. Gölge ve serin oluyordu. Çok da keyifliydi. Ama sandalye üzerinde oturmak Nursen’i yordu. Çareyi sahilden şezlong getirmekte bulduk. Aslında oraya şezlong vermiyorlarmış ama hamilelik durumu olunca yardımcı oldular bize ve Nursen’in devamlı bir şezlongu oldu. O iğde ağacının altında saatlerce oturup sohbet ettik, gazete – dergi okuduk, kitap okuduk.

Gördük ki böyle küçük yerlerde bu tip durumlarda insanımız çok daha duyarlı oluyor. Ankara’da bunları göremiyorduk ve tatilden sonrada göremedik. Hiçbir yerde kimse ricamızı kırmadı. Hamile bir insanın rahat edebilmesi için ellerinden geleni yaptılar. Her gittiğimiz yerde rahat edeceği koltuklar veriyorlar, pazara gittiğimizde tezgahtan ikramlar oluyor, bakkala alış verişe gittiğimizde Nursen için bir şey alacaksak eğer yoksa bile bulup getiriyorlar, her yerde her türlü kolaylığı sağlıyorlardı.

Bir sabah yürüyüşümüzde yeni açılan bir kafe – pastane tarzı yerin önünden geçerken mekanın sahibi olan bayan bizi davet edip ikramlarda bulundu. Nursen’e hamile olduğundan dolayı çok güzel ilgi gösterdi, bizim siparişlerimizin yanı sıra canın isteyebileceği şeyleri ikram etti, rahat oturması için en rahat koltuğu en güzel yere getirip koydu. Böyle küçük incelikler, duyarlılıklar Nursen’in moralinin çok daha iyi olmasını sağlıyordu.

Köy kahvesine gittiğimizde en gölge ve güzel yerde bize masa ayarlanıyordu, hatta eğer doluysa bile o masa oturan kişiler kendiliklerinden kalkıp başka masaya geçerek Nursen’e yer veriyorlardı.

Yemek yerken menüde esas sipariş edeceğimiz yemeğin haricinde eğer Nursen başka bir yemek içinde “Acaba onu mu yesem?” dediğinde canı çekti diyerek o yemektende tadımlık ikram ediyorlardı Nursen’e.

Bahsettiğim iğde ağacının altında otururken tost yemek istediğimizde çalışanlar tostu Nursen’in istediği gibi yapıyorlardı. Biraz daha fazla uğraşıyorlardı ama hamile olduğundan hiç üşenmeden sakınmadan yapıyorlardı.

Bunları görünce ikimizde çok şaşırıyorduk. Çünkü Ankara’da hiç yaşamadık bunları. Tabii ki gene de tek tük olsa da yardımcı olanlar oluyordu ama bu kadar değil. Küçük yerleşim yerlerinde, doğallığı bozulmamış insanlarımız kesinlikle çok daha duyarlı ve yardım sever oluyorlar. İleride Ankara’da bir hamile insana ne kadar duyarsız olunduğunda da bahsedeceğim. O zaman küçük yerleşim yerlerindeki insanlarımızla büyük şehirlerdeki insanlarımız arasındaki farkı göreceksiniz.

Komşularımızda aynı şekilde devamlı ilgileniyordu bizimle. Zaten evimizin bulunduğu sitede aile gibiyiz. Günün her saati gelip ihtiyacımız olup olmadığını soruyorlardı. Çok güzel bir yaşamdı bu ve bizi çok mutlu ediyordu. Biliyorduk ki ne zaman bir şeye ihtiyacımız olsa gerek komşularımız, gerek çevrede bulunan esnaf, oranın insanları yardım edeceklerdi bize.