Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers
ikiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ikiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2012 Cuma

“Tüp” bebeğimize isim düşünmeye başladık


Artık ne kadar eminsek bebeğimiz olacağına isim bile düşünmeye başladık. Daha öncede dedim ve sık sık tekrarlayacağım çünkü çok çok önemli;  psikolojimizin iyi olması çok önemli tüp bebek yaparken. Hep olumlu düşünmemiz, olacakmış hatta olmuş gibi davranmamız bizi hep olumlu yönlendirdi ve sonucun başarılı olmasını sağladı.
İsim düşünüyoruz ama ciddi bir durum yok.

“Tüp bebek olacak ya adı İpragaz olsun”

“İkiz olursa birinin adı Aygaz diğerinin adı İpragaz olsun”

“Erkek olursa Beled, kız olursa Belediye koyalım”

“İkiz olursa, üstüne üstlük ikisi de kız olursa Başak ve Billur koyalım.”

“Vurmalı enstrümanlara meraklıyız ya. Birinin adı Kahon diğerinin adı Bendir olsun” 

Bir gece uyumak üzere yatağımıza yattığımızda ilk kez benim aklıma ciddi bir isim geldi. Ama sadece erkek ismi olarak geldi aklıma. Nursen’e dönüp “Hayatım erkek olursa adı Tan olsun mu?” dedim ve hemen ekledim “Anlamı bence çok güzel. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık demek. Ama ben bir anlam daha yükledim `Tuğkan and Nursen`in ilk harfleri. Sence nasıl?" Nursen’in de çok hoşuna gitti ve benimsedi. O anda kararımızı verdik. Erkek olursa adı Tan olacak. Bu arada hâlâ bir hamilelik durumu yok. İlk kez ciddi olarak bir isim düşündük ve karar verdik. Kız olursa ne olacağına dair fikrimiz henüz yok. Düşünüyoruz ama aklımıza bir isim gelmiyor.

Bu arada sonradan fark ettim ki Tan isminin benim için başka bir anlamı daha varmış. Babamın adı Tayfun, benim adım Tuğkan. İkimizinde adı T harfi ile başlayıp N harfi ile bitiyor. Bebeğimizin adı da Tan olursa o da T ile başlayıp N ile bitecek. Böylece üç nesilin isimleri aynı harflerle başlayıp bitmiş olacak. Tesadüf oldu ama çok güzel bir tesadüf. Aynı zamanda annemin adı da Tülin. O da T ile başlayıp N ile bitiyor. Benim adımı da annem ve babam özellikle buna uysun diye Tuğkan koymuşlar zaten. Ama eğer erkek olursa üç nesil erkeklerin isimlerinin de böyle olması gerçekten çok hoş bir tesadüf olacak.

Nursen mitolojik bir isim de olabilir diye düşündü. Güzel fikirdi ama ne olabilirdi ki? İnternetten araştırma yaptı, inceledi ve mitolojik hiçbir ismi beğenmediğini söyledi. Bu fikir de çıktığı gibi bitti.

Bu arada kendimizi hamilelik sürecine de hazırlıyorduk. Transferden sonra tutacağından o kadar eminiz ki! Sanırım sadece Nursen değil bende hamile kalacaktım. Çünkü her şeyi beraber yaşayacaktık. Hamilelik sürecinde neler yapacağız, nasıl geçecek diye hep düşünüyoruz hayâller kuruyoruz. Aslında bu durum ile ilgili hiçbir fikrimiz yok. Sadece kendimizce mantık yürüterek düşünüyoruz. Bu sürece çiftlerin hazırlanması gerçekten çok önemli çünkü çok hassas ve dikkatli geçirilmesi gereken bir süreç. Sadece anne adayı değil baba adayı da hamilelik sürecinin bayağı içinde yaşıyor. Belki de tüp bebek tedavisi içinde olduğumuz için biz bu sürece kendimizi daha kolay hazırladık. Hani doğal yollardan olup, Nursen’in bana gelip  “Aaa görüyor musun bak ben hamileyim kocacığım. E hadi bakalım şimdi ne yapacağız?” deyip benim fenalık geçirerek sevinme durumunu yaşasak belki bu kadar hazırlıklı olamayabilirdik. Ama geçen zaman içerisinde mutlaka o düzene ve o süreci yaşamaya ayak uydurmak gerekiyor. Hem kadın hem erkek açısından. Yaşadığımız bu süreci de uzun uzun anlatacağım zaten. 

5 Nisan 2012 Perşembe

Ya ikiz olursa


Bu arada bir düşüncemizde ikiz olma olasılığıydı. Sonuçta tüp bebek olduğu için ikiz olabilirdi. Nursen’e yaşından dolayı iki tane embriyo transfer edilebiliyor. Zaten yumurtada 2 tane. Neyse ki üçüz olma şansı yok. Tek embriyo olup bir mucize ile çift yumurta ikizi de olabilirdi tabii. Haydi bakalım o zaman ne olacak? Düşüncemiz tabii ki iki tane bebeğimizin olması değil, olduktan sonra bebeklerin hayatını, gelişimini, eğitimini nasıl sağlayacağımız esas sorun olacaktı. Gerçekten zor olacak. Hele ki 40 yaşında bebek sahibi olup bir de ikiz olunca. Evde iki bebek ağlaması, iki bebeğin altını değiştirme, iki bebeğin banyosu…. Oturduğumuz ev kutu gibi. Eve nasıl sığarız acaba diye de düşündük (ki şimdi tek bebeğimiz olduğu halde bile eve sığmamaya başladık). Hemen kafamızda planlar dönmeye başladı. Ranza yaptırırız, modüler mobilyalar ve eşyalar kullanırız. Önce eğer ikinci embriyo da tutarsa birisini sonlandırsak mı diye düşündük. Ama öyle yapmaya içimiz el vermez ki! O da bizim bir parçamız. Olursa olur ne yapalım. En güzel şekilde ikisini birden büyütürüz. Ya ikiz olursa diye anneme söylediğimde “Ah keşke olsa bakarız, büyütürüz” dedi. E hadi bakalım dedik. Nursen’in anne ve babasına söylediğimizde onlar da “Olsun olsun, ne güzel olur. Büyürler beraber” dediler. Olası bir ikiz durumunda destek çok güzel. Cem’le ben dertleşiyorduk ara sıra. Çok yakın arkadaşım olduğundan gayet rahat dertleşebiliyordum.  Onun da bir kızı var. Cem’de “Amaaan ne olacak üçü beraber büyürler” diye destek verdi. Ne kadar şanslıydık. Yakınlarımız hep destek veriyor. Böyle olunca moralimiz yükseliyor “İkiz de olursa olsun. Ne güzel olur. Amanda aman” demeye başladık. Sanki bu arada embriyo transferi yapıldı da, ikisi de tuttu da, ikiz bebeklerimiz olması kaldı. Ama ihtimali bile düşündürmeye yetiyor.