Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers
tost etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tost etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Nursen, hem hamile hem “Aşermiyor(?)”


Arada alışveriş sırasında canı bir şey istediğinde veya yemesi gereken, faydalı bir şey gördüğümüzde alıp evde yapıyorduk. Ama hiç akıllanmamışçasına bir kerelik değil daha fazla alıyorduk nasıl olsa yeriz diye düşünerek. Tabii ki bir kere yapıp kalanını  derin dondurucuya koyduktan sonra bir daha yemeyerek orada unutup aylar sonra attığımız yiyeceklerde çok oldu.

Hiç aşermedi Nursen dedim ama sanki bir kere aş erme gibi bir durum oldu. Ama çok samimi söylüyorum ben daha çok aşerdim. Ya da bir şeyler yemek için kendime bahane yaratıyordum. Bir akşam üzeri televizyonda yemek programında zeytinyağlı yaprak sarma gösterdiler. Nursen “Canım çok istedi, olsa da yesem!” dedi. Öyle deyince ben dayanabilir miyim? Hemen fırladım, giyinip kendimi sokağa attım. Nursen “Dur boşver, gitme, gerek yok!” falan desede dinler miyim hiç? Bir yerlerden zeytinyağlı yaprak sarma bulacağım mutlaka. İyi ki oturduğumuz yer böyle şeyler için alternatifi çok olan bir semt. Tahmin ettiğim üzere, mutlaka olur diye düşündüğüm ilk gittiğim yerde buldum. Hemen yarım kilo alıp koşarak eve geldim ve Nursen’in önüne paketi koydum. Onun bayıla bayıla yemesini seyretmek bile bana nasıl bir keyif verdi anlatamam.

Gene televizyon karşısında bir akşam üstü pineklerken bu sefer kuru fasulye reklamı çıktı. Nursen “Offf yaaa ne güzel görünüyor. Ne giderdi şimdi?” dedi. İşte bana gene bir fırsat çıkmıştı. Akşam yemeği saatide geliyordu. Nasıl olsa bu akşam da her akşam olduğu gibi yemek düşünüp, bir kere yiyebileceğimiz bir yemeğe karar verecektik. Ya dışarıdan söyleyecektik ya da dışarı çıkıp yiyecektik. Madem hazır Nursen’in canı kuru fasulye istedi “Hadi kalk hazırlan. Çıkıyoruz. Kuru fasulye yiyeceğiz” dedim. Bu sefer hiç itirazsız “Tamam” dedi Nursen. Diyecek tabii, nasıl olsa bir şeyler yemeyecek miyiz? Çıkıp arabaya atladık ve Balgat’da ki çok meşhur bir kuru fasulyeciye gittik. Yalnız, sanırım televizyon seyretmek bayağı bir pahalıya patlayacak bize. Özellikle reklam ve yemek programları. Orada gördüğünü istiyor Nursen. Olmazsa sadece belgesel, haber programı falan seyredeceğiz yiyecek görmemesi için. Şaka bir yana Nursen’in böyle yemek istekleri olması beni çok mutlu ediyordu. Hiç değilse canının istediği bir şeyler görüp yiyebiliyordu. Zaten genelde tostla karnını doyurduğu için arada böyle değişik yemekler iyi oluyordu.

Bence bir durum yaşadık ki esas aşermesi o gündü. Durup dururken bir gün Nursen’e beyaz peynir ve domatesli sandviç kokmuş. Hadi canın istiyorsa gidip bir yerlerde bulup yiyelim hayatım dedim ama istemedi. Üstünede o günün gecesinde rüyasında beyaz peynirli, domatesli sandviç  görmüş. Sabah kalktığında rüyasından bahsetti ve canının çok istediğini söyledi. O gün de daha önce bahsettiğim doktor Sarp Bey’e kontrole gidecektik. Kontrolden sonra gidip bir şekilde bulup yeriz dedim.

Kontrolden çıktık ve hastane Tunalı Hilmi Caddesi’ne yakın olduğundan direkt gidip sandviç aramaya başladık. Birkaç pastane, simit kafe gibi yerlere sorduk ama şansımıza ya çıkmamış oluyor ya da yapmıyorlarmış. Araya araya caddenin Esat tarafına doğru yürüdük. En sonunda bir pastanede bulduk ve heyecanla oturup sipariş ettik. Gerçekten canı çok istemiş Nursen’in ve iki lokmada bitirdi neredeyse.

Aşermiyorum diyordu ama bu örnekler bariz şekilde aşerdiğinin kanıtı oluyor işte. Ama genede bunlarla sınırlı kaldı gibi. Gerçekten canının bir şeyi çok istemesi şeklinde çok fazla aşerme durumu olmadı. 

25 Mayıs 2012 Cuma

Nursen hamileliğinde “tost tost” diye nicesine sarıldı


Hemen hemen 8. haftadan itibaren Nursen yiyeceklere karşı tepki vermeye başladı. Artık her şeyi yiyemiyor, hatta bazı yiyeceklerden özellikle kaçıyordu. Bu haftadan itibaren 3,5 ay yani hemen hemen 26 hafta bitene kadar sabahları ve gün içinde sadece tost yiyerek beslenmeye başladı. Ama sadece kaşarlı tost yiyebiliyordu. Canı tostun içine başka şeylerde koymak istiyordu ama o kadar canı istemesine rağmen yiyemiyordu. Aslında bir yerde de iyi oldu böyle beslenmesi. Hamileliğinin başında 5 kilo verdi. Bir yandan karnı büyüyor bir yandan da kilo veriyordu. Bu sayede hamileliğinin devamında çok fazla kilo almayarak hiç sıkıntı çekmedi.

Akşam yemeği için gündüz hazırlanıyor, çok güzel yemekler yapıyor akşamda oturup gayet güzel yiyoruz. Ama ertesi gün bir önceki akşam yediği yemeği görmek bile istemiyordu. Koca tencere yemek var. Ben tek başıma yesem 3 günde anca biter. Hadi ben o yemeği yedim Nursen için yeni bir yemek yapmak lazım ama o yemeği de ertesi gün yiyemeyecek çok büyük ihtimalle. Her seferinde yapılan yemek kalıyor ve sonra dökülüyordu.

Bu durum bir ev için hiç hoş olmuyor. Hem bayağı bir masrafa sebep oluyor hem de evde her gün yemek dökülmesi eskilerin tabiri ile evin bereketini kaçırıyordu. Bereket kaçıyor mu kaçmıyor mu bilmiyorum ama evde her gün yapılan yemeğin bir kere yenilip dökülmesi ev için gerçekten kötü bir durum.

Bir seferinde Nursen çorba yaptı ve o akşam yedik. Sonra tencereyi balkona koyduk. Sonra o tencere orada 5 gün boyunca kaldı. Nursen bir kere yedikten sonra o kadar tiksinmiş ki çorbadan, bırakın tekrar yemeyi dökmek üzere tencereyi almak için bile yanına yaklaşamamış. Bende o çorbanın balkonda olduğunun farkında değildim. Bilsem hiç değilse ben dökerdim.

Bizde çareyi dışarıda yemekte bulduk. Yakınlarda temiz ve kaliteli olan güzel bir restoran var. Hem her çeşit sakatat ürünü yapılıyor hemde çok lezzetli ev yemekleri var. Oraya gidip Nursen o gün ne isterse onu yiyorduk. Hiç değilse bir porsiyon yiyip bir daha “canım istemiyor bu yemeği” durumu olmadan ertesi gün başka bir yemek yiyebiliyorduk. Sakatat çeşitleri olduğu için benim de işime geliyordu. Çok seviyordum ve bu sayede bende onlardan yiyordum. Tabii her seferinde değil. Kolesterolü tavan yapmamam da lazım.

Bazı akşamlarda eve paket sipariş veriyorduk. Nursen’in canı ne isterse. Ben tamamen Nursen’e tâbi yaşıyordum. Önemli olan onun mutluluğu, huzurlu ve rahat olması.
Bir yemekte de yeşil salata ve özellikle maydanozdan birden tiksindi. Hamileliğin sonuna kadar maydanoz hiç yiyemedi. Yeşil salatayı da biraz zaman geçtikten sonra zorla yemeye başladı. Tekrar alışması çok zor oldu ama hepsi atlatıldı geçti.

Aşerme sadece canının yiyecek bir şeyler istememesi değilmiş meğerse. Aynı zamanda yiyeceklerden tiksinme de aşerme oluyormuş. Bunu da sonradan bir yerde okuyunca öğrendim. Bu durum sanki doğal olarak vücudun kendini koruması gibi oluyor. Nursen’in tiksinerek yiyemediği her şeyin hamilelik sürecinde bir zararı olduğunu öğrendik. Mesela maydanoz, roka başta olmak üzere tiksindiği bütün yeşilliklerde K vitamini varmış ve bu vitamin kanın pıhtılaşmasını sağlıyormuş. Bu da bebeğin beslenmesi için çok zararlı. Üstüne üstlük biz bu durumu riske atmamak için kan sulandırıcı iğne kullanıyorduk. Nursen bunlardan tiksinerek yiyemediği için daha sağlıklı bir durum oluştu doğal olarak.