Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

9 Nisan 2012 Pazartesi

Karıcığım “yumurtladı”


Tam hatırlamıyorum ama hemen hemen 20-25 dakika sonra Aysun Hanım yanımıza geldi. İşlemin çok başarılı geçtiğini, beklediğimiz gibi 2 tane yumurta alındığını ve gayet iyi göründüklerini söyledi. Nur topu gibi iki yumurtamız olmuştu. Nursen’i hasta odasına almışlar ve ayılmak üzereymiş. Biraz beklememizi ve Nursen’in geleceğini söyledi. Dediği gibi birkaç dakika sonra Nursen aşağı indi. Biraz halsiz görünüyordu ama gene de iyiydi.

Yumurta toplama işlemi bayıltarak yapıldığı için hiç öyle arkadaşının yaşadığı ızdırabı çekmemiş. Zaten bayıltmadan yapılan yumurta toplama işlemi çok eskilerde kalmış. Artık bütün yumurta toplama işlemleri bayıltarak yapılıyormuş. Düşünsenize tavuk yumurtlarken ne biçim gıdaklar, avazı çıktığı kadar. Demek ki ne kadar acı çekiyor.  Gerçi hiç alâkası yok tabii yumurta toplama işlemiyle ama sonuçta iki durumda da yumurta çıkıyor ya hani o bakımdan aklıma geldi.  Nursen’in söylediğine göre tek ağrı, sonrasındaki 2-3 gün süren regl sanıcısı gibi bir sancıymış. Bunu da Aysun Hanım’a sorduk ve gayet normal olduğunu söyledi.

Beklerken benim gene çenem durmadı ve “Amanda benim karıcım yumurtlamış!!” dedim ve bu şakayla bayağı eğlendik. “Benim karım tavuk gibi yumurtlamış. İki tane yumurtası olmuş. Amanda aman. Gıdaklandın mı aşkım yumurtlarken? O kadar iğnelerle, ialçlarla olgunlaşsın diye uğraştık, çift sarılı olmuştur belki” diye işi artık tamamen şakaya vurduk. Stresimiz bitti ya artık işin eğlence kısmına geldik. İyi de oldu, sayemizde yanımızda heyecanla ve ne yapacağını bilemeden, stresli, sıkıntılı bekleyen 2 çiftin daha gülmesine sebep olduk. Belki onları da bu şekilde eğlendirerek biraz moral vermişizdir. Umarım öyle olmuştur da onlarda moralli ve biraz rahatlamış şekilde işleme girerler. Artık embriyo transferine kadar bu şakayı hergün birkaç kere yapıyorduk. Durumu merak ederek bizi arayan, ziyarete gelen, görüştüğümüz herkese “Nursen yumurtladı” diye durumu anlatıyorduk. Tüm çevremizde artık şaka konusu oldu bizim 2 tane yumurta. Artık Nursen embriyo transferine kadar dinlenecek.

Bu arada yeni bir bilgi daha öğrendim. Eğer anne ya da babada genetik bir rahatsızlık varsa (Akdeniz Anemisi v.b.) mevcut embriyoların genetik incelemesi yapılarak hastalık olmayan embriyo seçilip transferi yapılabiliyormuş. Burada embriyoyu çoğul olarak yazdım çünkü bu işlem en sağlıklı birkaç embriyoya uygulanıyor ve içlerinden sağlıklısı seçiliyor. Böylece anne veya babada bulunan genetik rahatsızlığın bebekde devam etmesinin önüne geçilebiliniyor. Neyse ki ne Nursen’de ne de bende böyle bir genetik rahatsızlık yoktu. Olsa da bizde zaten iki tane yumurta olduğundan ve dolayısıyla iki tane embriyo oluşabileceğinden çok  az alternatifimiz vardı.  Tabii ki bu işlemde tedavi haricinde ayrı bir maliyet gerektiriyor. Özellikle belirtmek istiyorum ki bu ve bunun gibi bilgileri sadece Aysun Hanım’dan dinlediğimiz kadarıyla veya okuduğumuz, izlediğimiz yayınlardan öğrendiğimiz kadarı ile aktarıyorum. Sonuçta herhangi bir uzmanlığım yok. Belki biraz eksik, hatalı olabilir.

8 Nisan 2012 Pazar

Yumurtalar toplanıyor ve malzemeyi veriyorum


Ve o gün geldi. Cuma akşamı heyecanlı ve düşünceli şekilde, kendimizi yumurta toplamaya hazırlamış şekilde uyumaya çalıştık. Tedavi bitti. Gerçi Nursen için tedavi olmasa da yeni bir süreç başlayacaktı ama artık o boğucu iğneler ve ilaçlar gittikçe azalacak hiç değilse. Sabah kalkıp, her gün yaptığımız rutin sabah hazırlanmasını yapıp sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştık. Sakin olmaya çalışıyoruz ama heyecanda hâd safhada. Gerçi Nursen o kadar heyecanlı değildi. Esas heyecan bendeydi. Çaktırmamaya çalışsam da içim içimi yiyordu. Evden çıktık ve tüp bebek merkezine gittik. Annem ve teyzem bizden önce gelmişler bekliyorlar. Onlarda da yüzlerinden okunan müthiş bir heyecan. Bizim haricimizde birkaç çift daha vardı yumurta toplatacak. Herkes birbirine çaktırmadan bakıyor, psikolojilerini anlamaya çalışıyordu. Şehir dışından bu tedavi için gelenler bile vardı. Farklı illerden kalkıp gelmişler bebek yapma umuduyla. Umarız hiçbirimizin umutları boşa çıkmaz ve hepimiz hayallerimize kavuşuruz. Yalnız şöyle bir durum vardı ki tahmin ettiğimiz gibi kimse bizim kadar kalabalık gelmemişti. Olsun biz böyle bir aileyiz işte.

Sıramız geldi ve hemşire Nursen’i alıp yukarı götürdü. Bende yanında işlem yapılacak odanın kapısına kadar gittim ve öperek odaya gönderdim. Morali çok iyiydi Nursen’in. Nursen içeri girdikten sonra kapıda Aysun Hanım’la da karşılaştım. Ayak üstü konuştuk biraz. Operasyonun 25-30 dakika süreceğini söyledi. O da moral verdi, heyecanımı biraz olsun azalttı. En başından beri zaten kendisine çok güveniyorduk. Hem Evrim’de hiç yalnız bırakmadı ve işlemde o da olacaktı. İçim çok rahattı. Diğer hemşirelerde tedavimizin başından itibaren çok cana yakın ve ilgiliydiler bizimle. İşlerinde iyi ve anlayışlıydılar. Hepsinden çok memnunduk. Onlarında Nursen’e her şekilde yardımcı olmaları beni rahatlatıyordu. Olup bitecek operasyon ve rahatlayacaktık. En azından embriyo transferine kadar.  

Ben aşağıya indim ve beklemeye başladım. Beni de çağıracaklardı embriyonun oluşması için gerekli malzemeyi vermek üzere. Esas temel malzeme bende tabii. O kadar kendime ve yaşam tarzıma dikkat ettim, çok güzel beslendim ve artık sonucunu alma zamanı geldi 3 aylık çalışmanın. Malzemeyi vereceğim, içinden en iyisini seçilecek ve Nursen’in müthiş yumurtası ile birleştirilerek embriyo haline gelecek. Bütün bu işlemleri de Evrim yapacak. Aslında böyle yakın bir arkadaşımızın bu işlemi yapması bizim için özellikle benim için  biraz garip oluyor ama ne yapalım? Elimden geldiği kadar doğal davranmaya çalıyorum.  Biraz sonra hemşire geldi, beni de yukarı götürdü, yeri gösterdi ve bende üzerime düşen görevi yerine getirdim. Sonra tekrar aşağı indim ve Nursen’i beklemeye başladım. Aşağı indiğimde herkes durumun farkındaydı ve sanki dalga geçercesine içten içe gülüyorlarmış gibi geldi bana. Sanki onların başına gelmeyecekti. Ama ben hiç bozuntuya vermeden, gayet normal bir durum olarak göstererek bir yere oturdum.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Yumurta toplama zamanı geldi


Artık tedavinin sonuna yaklaşıyoruz. Birkaç gün sonra Nursen’den olgunlaştırdığımız, iğnelerle, ilaçlarla besleyip büyüttüğümüz yumurtalar toplanacak. Bu işlem için son iğneleri de yaptım ve o günü bekliyoruz. Daha öncede dediğim gibi şansımıza Nursen’de o ay 2 tane yumurta oluştu. Öyle kişiler varmış ki 15-20 yumurtası oluyormuş. O kadar çok yumurta olunca alternatif çok daha fazla oluyor tabii ki. İçlerinde iyisinin de iyisi çıkıyor. Tabii burada önemli olan yumurta sayısı değil kalitesi. O kadar çok yumurtadan kaliteli olan bir tane bile çıkmadığı durumlarda olabiliyormuş  Aysun Hanım’ın dediğine göre. “Bir tane yumurta olsun ama çok kaliteli olsun yeter” diyordu bize. Nursen’de ki iki yumurtadan hiç değilse bir tanesi kesin iyi çıkacak ve döllenip rahme konacak. O da tutacak. O kadar eminiz sonuçtan.

Yumurta toplama işlemi deyince gözümün önüne sanki Aysun Hanım eline küçük bir kepçe alıp yumurtaları alacakmış gibi bir görüntü geldi. Aslında zor ve kadın için sancılı bir işlem. Daha önce yaptıran bir arkadaşımıza sorduk. Onu bayıltmadan direkt toplama işlemi yapmışlar ve gerçekten çok eziyetli bir işlem olmuş. Nursen’e mutlaka bayıltarak yaptırmasını söylemiş. Heyecanla o günü beklemeye başladık. Cumartesi günü tüp bebek merkezinde hemen hemen sadece bu işlem yapılıyormuş. Zor ve heyecanlı bir gün olacaktı. Annem ve teyzemde bizimle gelmek istediler. Yanımızda olmak istiyorlardı. Hani Nursen’in bir şeye ihtiyacı olursa ben erkek olarak müdahale edemeyebilirim diye düşündüler. Haklıydılar aslında, ne olur ne olmaz. Nursen’e de söylediler gelmek istediklerini. Belki Nursen istemeyebilir, sadece beni isteyebilir yanında. Nursen de “Olur tabii gelin lütfen” deyince bu sefer hep beraber cumartesi gününü beklemeye başladık. Sabah 9 gibi tüp bebek merkezinde olacaktık. Orada buluşuruz cümbür cemaat dedik. Bir yandan da o kadar kalabalık gidip komik duruma düşmeyiz inşallah diye düşünüyorduk. Acaba bizim gibi böyle ailece gelenler var mıydı? Aman ne olacak ki? Ne güzel yalnız değiliz işte. Bize destek olan ailemiz var yanımızda. Keşke Nursen’in ailesi de Ankara’da olsaydı da onlarda gelebilseydi bizimle. Ne güzel olurdu. Onlarda her telefonla konuştuğumuzda bize moral verdiler, destek oldular.

Bu sırada evlilik yıldönümümüzde geldi. Tam tedavinin son günlerine denk geldiği için çok özel bir şey yapamadık Nursen’le. Kendi aramızda küçük bir yemek ile kutladık. Ama birbirimize aldığımız hediyeleri söylemem lazım ki bu durumda bile ne kadar keyfimize ve zevkimize düşkün olduğumuzu görün. Nursen bana Rakı Ansiklopedisi aldı. Bende iki rakı kadehi ve karaf aldım. Tedavi bittiğinde gene rakı keyfimi yapabilecektim. Aslında bunu Nursen’le beraber yapmak benim için en büyük keyif ve zevk,  ama sanırım bir süre daha yapamayacağız. Bir süre dediğim bebek doğup Nursen’in süt vermeyi bitirmesine kadar. Olsun nasıl olsa o gün gelecek. Kadehler ve karaf hiç kullanılmadı ve baş başa rakımızı yudumlayacağımız o günü bekliyorlar. Fakat ben Rakı Ansiklopedisini okumaya başladım.