Sarıbatı, Kara ve Cide aileleri hayata bebekleriyle yeniden başladılar. Bu yeni hayatın tüm zorluklarını, heyecanlarını, bitmeyen sevgilerini ve her gün artan mutluluklarını şimdi bizimle paylaşıyorlar. Gelin, 24 Nisan’da yayınına başlanan “Türkiye’nin İlk Web Aile Dizisi”nde her biri yeni bir macerayla geçen günlerini beraber izleyelim. Bebeklerimizi beraber büyütüp, onlarla beraber büyüyelim.
www.facebook.com/PrimaDunyasi
http://www.youtube.com/primadunyasi
Bir bumads advertorial içeriğidir.
Kızım Lâl tüp bebek yöntemi ile dünyaya geldi... Tüp bebek tedavisi süresince çok güzel, değişik ve unutulmayacak günler geçirdik. Lâl doğduktan sonra bunları yazmaya karar verdim ve işte bu blogu açarak yazmaya başladım. Sonra kendimi kaptırmışım ve hamilelik sürecini de yazdım. Tüm bu süreci bir babanın gözünden ve bakış açısı ile yazdım. Ben bir "tüp babayım".. Hikâye bitti artık Lâl doğduktan sonra yaşadıklarımı yazacağım...
Öne Çıkan Yayın
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"
Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor
Anasayfa » Tüm Yazılar
14 Haziran 2012 Perşembe
13 Haziran 2012 Çarşamba
Bebeğimiz Nursen’i gıdıkladı
13. hafta ve
20. hafta arasında geçen sürede doktorumuza gitmedik. Zaten kendi doktorumuz
Ankara dışında olacağı için ona gidemeyecektik. Diğer tavsiye ettiği doktora
gitmek içinde sebebimiz olmadı. Aslında sebebimiz yoktu demek yanlış oldu.
Sonuçta kontrollere gitmek zorundaydık ama emaneten bir doktora gitmek
içimizden gelmiyordu. Acil bir durum olursa o zaman gideriz diye düşündük.
Neyse ki her şey yolunda gitti ve ona da ihtiyacımız olmadı. 17. haftada amniyosentez yaptıracaktık ve anca
o zaman görebilecektik bebeğimizi .
Bebek kendi
kendine büyüyordu Nursen’in karnında. Artık hareketlensin diye beklemeye
başladık. İçeriden kıpır kıpır bir şeyler hissetmek istiyorduk. Çok
hevesleniyorduk hareketlerini hissedebilmek için ama bir türlü hareket yoktu.
Aslında kontrollerde ultrasondan gayet hareketli olduğunu görüyorduk ama henüz
Nursen bile hissedemiyordu o hareketleri.
Bir gün
Nursen, annem ve teyzemle birlikte bir akrabamıza gideceklerdi. Gelip arabayla
alacaklardı Nursen’i ve Ankara için uzak sayılabilecek bir mesafeye
gideceklerdi. Evden çıkmadan önce Nursen telefonla aradı, konuştuk. Almaya
gelmek üzerelermiş. Konuştuktan yaklaşık yarım saat kadar sonra Nursen tekrar
aradı. Bu aramada müthiş haberi verdi. Karnında minicik bir kıpırdama
hissetmiş. Sanki gıdıklanma gibi, gaz hareketi gibi bir şeydi dedi. Gıdıklanma
tabiri daha güzel oldu, içeriden gıdıklamıştır belki bebeğimiz. Sesi çok
heyecanlıydı ve kendisi çok şaşkındı. Bende çok heyecanlandım. Artık bebeğimiz
varlığını hissettiriyordu.
Akşam evde
görüştüğümüzde tüm gece boyunca gene hareketlenir mi acaba diye bekledik ama
hiçbir belirti yoktu. Ufacık bir bebek tabii o kadar hareketten bile yorulmuş
olabilir. Doktor arkadaşlarımıza ve tecrübeli annelere sorduğumuzda daha o
kadar hareketli olmayacağını, ara sıra minik kıpırdanmalar olabileceğini, esas
20. haftadan sonra daha belirgin hareketler hissetmeye başlayacağımızı
söylediler.
Gerçektende
öyle oldu. 20. haftaya kadar sadece Nursen’in hissedebileceği kadar minik
kıpırdanmalar oluyordu. Ben kesinlikle hissedemiyordum. Nursen hissettiğinde
hemen bana haber veriyordu. Bende belki hissederim diye elimi koyuyordum ama
hiçbir şey hissedemiyordum. Zaten çok kısa ve hafif oluyormuş hareketler. Ama
bende artık hissetmek istiyordum. Sanırım biraz da sabırsız davranıyordum bunun
için. Nasıl olsa hareketler artacak ve bende net şekilde hissedebilecektim.
12 Haziran 2012 Salı
Temizliğe gelen Zekiye Ablamız hamilelik teşhisini koydu
Artık
Nursen’in karnı büyümeye başladı. Nursen’e göre bu şişkinlik gaz yüzünden
oluyormuş. Gerçi kendine de çok mantıklı gelmiyordu böyle olması ama öyle
düşünüyordu. Henüz niyeyse hamilelikten dolayı karnının büyüdüğünü, hafif hafif
kilo aldığını kendine konduramıyordu. Ben ne kadar “Hayatım bak bebeğimiz
büyüyor. Karnın büyüdü” desem de “Yok yok yaaa.. Gaz o gaz.. Ondan büyüdü
karnım” diyordu. Fakat o gaz bebek doğana kadar hiç geçmedi aksine artarak
devam etti.
Evimize 2-3
haftada bir yardıma ve temizliğe gelen Zekiye Ablamız var. Gene bir Pazar günü
geldi. Biz de o gün arkadaşlarımızla bahar havasının güzelliğinden faydalanmak
için kahvaltıya gideceğiz. Hazırlanırken ben Nursen’in karnını okşayarak “Bak
nasıl da büyüyor bebeğimiz. Karnın bayağı fark etti. İyice büyümeye başladı”
dedim. Nursen her zamanki gibi “Yok hayatım gaz o yaa” dedi. Ben Nursen ne
derse desin “He” dediğim için o sıralarda “Yaa tabii gazdır. Doğru diyorsun”
diyerek dalga geçiyordum.
O sırada
Zekiye Abla da yanımızdaymış. Şöyle bir Nursen’in karnına bakıp “Ne gazı.
Hamilesin, karnın büyümüş işte” dedi. O andan sonra artık Nursen bebeğin
gelişmesinden dolayı karnının büyüdüğüne ikna oldu. Benim o kadar laflarım ikna
edemedi ama Zekiye Ablamızın tek bir lafı direkt ikna etti.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

