Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

8 Nisan 2012 Pazar

Yumurtalar toplanıyor ve malzemeyi veriyorum


Ve o gün geldi. Cuma akşamı heyecanlı ve düşünceli şekilde, kendimizi yumurta toplamaya hazırlamış şekilde uyumaya çalıştık. Tedavi bitti. Gerçi Nursen için tedavi olmasa da yeni bir süreç başlayacaktı ama artık o boğucu iğneler ve ilaçlar gittikçe azalacak hiç değilse. Sabah kalkıp, her gün yaptığımız rutin sabah hazırlanmasını yapıp sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştık. Sakin olmaya çalışıyoruz ama heyecanda hâd safhada. Gerçi Nursen o kadar heyecanlı değildi. Esas heyecan bendeydi. Çaktırmamaya çalışsam da içim içimi yiyordu. Evden çıktık ve tüp bebek merkezine gittik. Annem ve teyzem bizden önce gelmişler bekliyorlar. Onlarda da yüzlerinden okunan müthiş bir heyecan. Bizim haricimizde birkaç çift daha vardı yumurta toplatacak. Herkes birbirine çaktırmadan bakıyor, psikolojilerini anlamaya çalışıyordu. Şehir dışından bu tedavi için gelenler bile vardı. Farklı illerden kalkıp gelmişler bebek yapma umuduyla. Umarız hiçbirimizin umutları boşa çıkmaz ve hepimiz hayallerimize kavuşuruz. Yalnız şöyle bir durum vardı ki tahmin ettiğimiz gibi kimse bizim kadar kalabalık gelmemişti. Olsun biz böyle bir aileyiz işte.

Sıramız geldi ve hemşire Nursen’i alıp yukarı götürdü. Bende yanında işlem yapılacak odanın kapısına kadar gittim ve öperek odaya gönderdim. Morali çok iyiydi Nursen’in. Nursen içeri girdikten sonra kapıda Aysun Hanım’la da karşılaştım. Ayak üstü konuştuk biraz. Operasyonun 25-30 dakika süreceğini söyledi. O da moral verdi, heyecanımı biraz olsun azalttı. En başından beri zaten kendisine çok güveniyorduk. Hem Evrim’de hiç yalnız bırakmadı ve işlemde o da olacaktı. İçim çok rahattı. Diğer hemşirelerde tedavimizin başından itibaren çok cana yakın ve ilgiliydiler bizimle. İşlerinde iyi ve anlayışlıydılar. Hepsinden çok memnunduk. Onlarında Nursen’e her şekilde yardımcı olmaları beni rahatlatıyordu. Olup bitecek operasyon ve rahatlayacaktık. En azından embriyo transferine kadar.  

Ben aşağıya indim ve beklemeye başladım. Beni de çağıracaklardı embriyonun oluşması için gerekli malzemeyi vermek üzere. Esas temel malzeme bende tabii. O kadar kendime ve yaşam tarzıma dikkat ettim, çok güzel beslendim ve artık sonucunu alma zamanı geldi 3 aylık çalışmanın. Malzemeyi vereceğim, içinden en iyisini seçilecek ve Nursen’in müthiş yumurtası ile birleştirilerek embriyo haline gelecek. Bütün bu işlemleri de Evrim yapacak. Aslında böyle yakın bir arkadaşımızın bu işlemi yapması bizim için özellikle benim için  biraz garip oluyor ama ne yapalım? Elimden geldiği kadar doğal davranmaya çalıyorum.  Biraz sonra hemşire geldi, beni de yukarı götürdü, yeri gösterdi ve bende üzerime düşen görevi yerine getirdim. Sonra tekrar aşağı indim ve Nursen’i beklemeye başladım. Aşağı indiğimde herkes durumun farkındaydı ve sanki dalga geçercesine içten içe gülüyorlarmış gibi geldi bana. Sanki onların başına gelmeyecekti. Ama ben hiç bozuntuya vermeden, gayet normal bir durum olarak göstererek bir yere oturdum.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Yumurta toplama zamanı geldi


Artık tedavinin sonuna yaklaşıyoruz. Birkaç gün sonra Nursen’den olgunlaştırdığımız, iğnelerle, ilaçlarla besleyip büyüttüğümüz yumurtalar toplanacak. Bu işlem için son iğneleri de yaptım ve o günü bekliyoruz. Daha öncede dediğim gibi şansımıza Nursen’de o ay 2 tane yumurta oluştu. Öyle kişiler varmış ki 15-20 yumurtası oluyormuş. O kadar çok yumurta olunca alternatif çok daha fazla oluyor tabii ki. İçlerinde iyisinin de iyisi çıkıyor. Tabii burada önemli olan yumurta sayısı değil kalitesi. O kadar çok yumurtadan kaliteli olan bir tane bile çıkmadığı durumlarda olabiliyormuş  Aysun Hanım’ın dediğine göre. “Bir tane yumurta olsun ama çok kaliteli olsun yeter” diyordu bize. Nursen’de ki iki yumurtadan hiç değilse bir tanesi kesin iyi çıkacak ve döllenip rahme konacak. O da tutacak. O kadar eminiz sonuçtan.

Yumurta toplama işlemi deyince gözümün önüne sanki Aysun Hanım eline küçük bir kepçe alıp yumurtaları alacakmış gibi bir görüntü geldi. Aslında zor ve kadın için sancılı bir işlem. Daha önce yaptıran bir arkadaşımıza sorduk. Onu bayıltmadan direkt toplama işlemi yapmışlar ve gerçekten çok eziyetli bir işlem olmuş. Nursen’e mutlaka bayıltarak yaptırmasını söylemiş. Heyecanla o günü beklemeye başladık. Cumartesi günü tüp bebek merkezinde hemen hemen sadece bu işlem yapılıyormuş. Zor ve heyecanlı bir gün olacaktı. Annem ve teyzemde bizimle gelmek istediler. Yanımızda olmak istiyorlardı. Hani Nursen’in bir şeye ihtiyacı olursa ben erkek olarak müdahale edemeyebilirim diye düşündüler. Haklıydılar aslında, ne olur ne olmaz. Nursen’e de söylediler gelmek istediklerini. Belki Nursen istemeyebilir, sadece beni isteyebilir yanında. Nursen de “Olur tabii gelin lütfen” deyince bu sefer hep beraber cumartesi gününü beklemeye başladık. Sabah 9 gibi tüp bebek merkezinde olacaktık. Orada buluşuruz cümbür cemaat dedik. Bir yandan da o kadar kalabalık gidip komik duruma düşmeyiz inşallah diye düşünüyorduk. Acaba bizim gibi böyle ailece gelenler var mıydı? Aman ne olacak ki? Ne güzel yalnız değiliz işte. Bize destek olan ailemiz var yanımızda. Keşke Nursen’in ailesi de Ankara’da olsaydı da onlarda gelebilseydi bizimle. Ne güzel olurdu. Onlarda her telefonla konuştuğumuzda bize moral verdiler, destek oldular.

Bu sırada evlilik yıldönümümüzde geldi. Tam tedavinin son günlerine denk geldiği için çok özel bir şey yapamadık Nursen’le. Kendi aramızda küçük bir yemek ile kutladık. Ama birbirimize aldığımız hediyeleri söylemem lazım ki bu durumda bile ne kadar keyfimize ve zevkimize düşkün olduğumuzu görün. Nursen bana Rakı Ansiklopedisi aldı. Bende iki rakı kadehi ve karaf aldım. Tedavi bittiğinde gene rakı keyfimi yapabilecektim. Aslında bunu Nursen’le beraber yapmak benim için en büyük keyif ve zevk,  ama sanırım bir süre daha yapamayacağız. Bir süre dediğim bebek doğup Nursen’in süt vermeyi bitirmesine kadar. Olsun nasıl olsa o gün gelecek. Kadehler ve karaf hiç kullanılmadı ve baş başa rakımızı yudumlayacağımız o günü bekliyorlar. Fakat ben Rakı Ansiklopedisini okumaya başladım.


6 Nisan 2012 Cuma

“Tüp” bebeğimize isim düşünmeye başladık


Artık ne kadar eminsek bebeğimiz olacağına isim bile düşünmeye başladık. Daha öncede dedim ve sık sık tekrarlayacağım çünkü çok çok önemli;  psikolojimizin iyi olması çok önemli tüp bebek yaparken. Hep olumlu düşünmemiz, olacakmış hatta olmuş gibi davranmamız bizi hep olumlu yönlendirdi ve sonucun başarılı olmasını sağladı.
İsim düşünüyoruz ama ciddi bir durum yok.

“Tüp bebek olacak ya adı İpragaz olsun”

“İkiz olursa birinin adı Aygaz diğerinin adı İpragaz olsun”

“Erkek olursa Beled, kız olursa Belediye koyalım”

“İkiz olursa, üstüne üstlük ikisi de kız olursa Başak ve Billur koyalım.”

“Vurmalı enstrümanlara meraklıyız ya. Birinin adı Kahon diğerinin adı Bendir olsun” 

Bir gece uyumak üzere yatağımıza yattığımızda ilk kez benim aklıma ciddi bir isim geldi. Ama sadece erkek ismi olarak geldi aklıma. Nursen’e dönüp “Hayatım erkek olursa adı Tan olsun mu?” dedim ve hemen ekledim “Anlamı bence çok güzel. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık demek. Ama ben bir anlam daha yükledim `Tuğkan and Nursen`in ilk harfleri. Sence nasıl?" Nursen’in de çok hoşuna gitti ve benimsedi. O anda kararımızı verdik. Erkek olursa adı Tan olacak. Bu arada hâlâ bir hamilelik durumu yok. İlk kez ciddi olarak bir isim düşündük ve karar verdik. Kız olursa ne olacağına dair fikrimiz henüz yok. Düşünüyoruz ama aklımıza bir isim gelmiyor.

Bu arada sonradan fark ettim ki Tan isminin benim için başka bir anlamı daha varmış. Babamın adı Tayfun, benim adım Tuğkan. İkimizinde adı T harfi ile başlayıp N harfi ile bitiyor. Bebeğimizin adı da Tan olursa o da T ile başlayıp N ile bitecek. Böylece üç nesilin isimleri aynı harflerle başlayıp bitmiş olacak. Tesadüf oldu ama çok güzel bir tesadüf. Aynı zamanda annemin adı da Tülin. O da T ile başlayıp N ile bitiyor. Benim adımı da annem ve babam özellikle buna uysun diye Tuğkan koymuşlar zaten. Ama eğer erkek olursa üç nesil erkeklerin isimlerinin de böyle olması gerçekten çok hoş bir tesadüf olacak.

Nursen mitolojik bir isim de olabilir diye düşündü. Güzel fikirdi ama ne olabilirdi ki? İnternetten araştırma yaptı, inceledi ve mitolojik hiçbir ismi beğenmediğini söyledi. Bu fikir de çıktığı gibi bitti.

Bu arada kendimizi hamilelik sürecine de hazırlıyorduk. Transferden sonra tutacağından o kadar eminiz ki! Sanırım sadece Nursen değil bende hamile kalacaktım. Çünkü her şeyi beraber yaşayacaktık. Hamilelik sürecinde neler yapacağız, nasıl geçecek diye hep düşünüyoruz hayâller kuruyoruz. Aslında bu durum ile ilgili hiçbir fikrimiz yok. Sadece kendimizce mantık yürüterek düşünüyoruz. Bu sürece çiftlerin hazırlanması gerçekten çok önemli çünkü çok hassas ve dikkatli geçirilmesi gereken bir süreç. Sadece anne adayı değil baba adayı da hamilelik sürecinin bayağı içinde yaşıyor. Belki de tüp bebek tedavisi içinde olduğumuz için biz bu sürece kendimizi daha kolay hazırladık. Hani doğal yollardan olup, Nursen’in bana gelip  “Aaa görüyor musun bak ben hamileyim kocacığım. E hadi bakalım şimdi ne yapacağız?” deyip benim fenalık geçirerek sevinme durumunu yaşasak belki bu kadar hazırlıklı olamayabilirdik. Ama geçen zaman içerisinde mutlaka o düzene ve o süreci yaşamaya ayak uydurmak gerekiyor. Hem kadın hem erkek açısından. Yaşadığımız bu süreci de uzun uzun anlatacağım zaten.