Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

11 Kasım 2014 Salı

DELİ YENGEÇ; KALİTELİ BİR ANKARA MEKÂNI

Ankara, iç anadolu şehri olmasına rağmen balıkçıları ve balık restoranları ile ünlüdür. İstanbullular bile der ki; Türkiye’de ki en taze balık Ankara’da bulunur. Bir Ankara’lı olarak bende böyle düşünüyorum aslında. Kızılay veya Ulus’da ki balıkçılara gittiğinizde her zaman günlük ve taze balık bulabiliyorsunuz.

E hâl böyle iken, bu kadar taze balık ve deniz ürünü varken balık restoranları da Ankara’nın olmazsa olmazı. Bu restoranların en kalitelilerinden birisi de Deli Yengeç…

Deli Yengeç, kendine özgü tarzı olan Ankara’nın nadide mekânlarından birisi.. Her daim kaliteli ve taze deniz ürünleri bulabiliyorsunuz. Balık çeşitlerinden tutunda diğer deniz ürünleri olan ahtapotu, yengeci, ıstakozu ne isterseniz mevsimine göre en taze şekilde müşterilerini bekliyor. Restoranın adına yakışır şekilde yengeç zaten mekânın favorisi.

İstediğiniz balığı dolaptan kendiniz seçip nasıl pişmesini istiyorsanız belirttikten sonra masanıza geçip şahane şekilde servisini bekliyorsunuz. Ya da dolaptan o güne özgü deniz ürünlerini gözünüzle seçip sipariş edebiliyorsunuz. Hani “Denizden babam çıksa yerim” derler ya… İşte Deli Yengeç tam bu düşüncede olan balık severler için..


Tabii ki balık ve deniz ürünlerinin yanı sıra sofranızı renklendirecek taze ve çok lezzetli mezeleri de her gün yenilenerek size servis edilmeyi bekliyor. Lezzetli ve sıra dışı mezelerden de tatmak gerekiyor yemeğinizin yanında.

Lezzeti destekleyen en önemli unsur önce göze hitap eden sunumudur. Sipariş ettiğiniz balık ve deniz ürünleri öyle güzel bir sunumla sofranıza geliyor ki eliniz çatal bıçağa gitmiyor bile… O tabaktaki sunumu bozmaya kıyamıyorsunuz… Önce biraz seyredip gözünüze, sonra o enfes kokusunu içinize çekip burnunuza, sonra nazik ve yumuşak hareketlerle tatmak üzere ellediğinizde doku duyunuza, bir lokma alıp yavaşça ağzınıza atıp şöyle bir dilinizle damağınız arasında ezdiğinizde de tat alma duygunuza hitap ediyor. İşte bu şekilde yediğinizin zevkine varıyorsunuz.

Deli Yengeç’in böyle lezzetli yemekleri yanında en önem verdiği ve çok da başarılı şekilde uyguladığı unsur ise müşteri memnuniyeti. Kapısından içeri girerken mekânın dekorasyonu, renkleri, aydınlatması, müziği direkt sizi içeri çekiyor. Size en önemli müşteri olduğunuzu hissettirecek karşılama ise cabası. Masanıza oturduktan sonrada size sunulan servis hizmeti ise sizin kendinizi rahat hissetmenizi, keyifle yemek yemenizi, sofranızı paylaştığınız kişilerle sohbet etmenizi sağlıyor.
Sofranızı taçlandıracak içecek seçimi de size kalmış. İster alkollü ister alkolsüz kaliteli ve çeşitli içeceklerden dilediğinizi seçebilirsiniz.

Deli Yengeç’in profesyonel, yenilikçi ve modern işletmesi de misafirlerinin memnuniyetini sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapmak için çalışıyor. Onlar için önemli olan misafirlerinin bir seferlik değil her zaman Deli Yengeç’i ziyaret etmeleri.

Hatta şu anda ziyaretiniz için sizi heyecanla bekliyorlar….

https://www.facebook.com/pages/Deli-Yenge%C3%A7/390668697694409?fref=ts

6 Kasım 2014 Perşembe

Aquafresh - Küçük ağızların uzmanı

Anne ya da baba olarak, çocuğunuzun hayat boyu daha sağlıklı ve daha temiz dişlere sahip olması için ihtiyacı olan doğru diş fırçalama ve yeme alışkanlıklarını

en iyi siz kazandırabilirsiniz. 

Çocuğunuzun dişleri yüzde 50 daha incedir. Bu yüzden uzman korumamıza ihtiyaçları vardır. Çocuğunuzun yaşına uygun hazırlanmış Aquafresh Kids ile çocuklarınızın dişlerini rahatlıkla koruyabilirsiniz. 


Daha fazla bilgi için lütfen Facebook sayfamızı ziyaret edin: https://www.facebook.com/aquafreshtr


Bir boomads advertorial içeriğidir.

17 Ekim 2014 Cuma

Çiy Damlam, 3 Yaşında Oldun Bile…

Bir tanecik çiy damlam benim… Göz açıp kapayıncaya kadar geçti 3 sene. Bugün tam 3 yaşındasın artık. Tam üç sene önce bugün dünyaya geldin. Annen, ben ve sevdiğin bir çok yakının bu saatlerde hastanede heyecanla senin gelmen için saat sayıyorduk. Şimdi ise hayatımıza girdiğin günden beri artık seneleri saymaya başladık.

Çiy damlam, üç senemiz seninle dolu dolu geçti. Her anımızı seninle paylaştık, her anımızda yanımızda olmanı istedik. Gittiğimiz yer, yaptığımız iş fark etmedi, hep seninle beraber paylaştık o anları. Ama itiraf ediyorum, ara sıra annenle beraber baş başa bir yerlere giderek kaçamak yaptığımız zamanlar oldu. Ama inan ki tek amacımız, sadece senin biraz bizsiz kalıp kafanı dinlemen içindi J

Gayet sakin, rahat, sıcak kanlı, olumlu bir bebek oldun sen. Bebek diyorum çünkü artık kocaman oldun ve ‘çocuk’ sınıfına girdin. Ara sıra arızaya geçip huysuzlandığın zamanlar da oldu tabii ki ama ne de olsa sen bebeksin, bunlar olmazsa bir gariplik var demektir. Ama biz senden hiç şikayetçi olmadık. Bebekliğinden kaynaklanan her huysuzluğunda, her sorunda sakin ve mantıklı şekilde çözüme gitmeye çalıştık. Genelde de başarılı olduk. Tamam ara sıra annenin ve benimde çıldırdığımız zamanlarımız oldu ama sende bize biraz hak ver, biz de 40 yaşı devirmiş durumdayız. Bazen tahammül sınırımız düşük olabiliyor.

Sakin ve rahat bir bebek olmanda ki en büyük etken ise 2 yaşına kadar seni annenin büyütmesi oldu. Seninle o kadar güzel ve sakince ilgilendi ki sende bu sakinliği karakterinde, kişiliğinde yansıttın. 2 yaşından sonra ne mi oldu? Merak etme gene çok iyiydin. Yaklaşık 1 sene bıdıbıdı’cığın (babaannen) sana baktı ve sonrada kreşe başladın. (Babaanne’ne ilk konuşmaya başlamandan itibaren ‘bıdıbıdı’ dedin. Umarım bu mektubu okuduğun yaşlarında da bıdıbıdı demeye devam ediyor olursun. Ha bu arada annene de ‘Hua’ diyordun ama 3 yaşından 2 ay kadar önce sadece anne demeye başladın.)

Ben neredeyse hastalık derecesinde sana düşkün oldum. Seni, sensiz geçen her anda çok özlüyorum, aklıma geldiğin anda burnumun direği sızlıyor. Baba olmak ve özellikle de kız babası olmak çok değişik ve müthiş güzel bir duyguymuş meğerse. Sayende yaşadım bu güzelliği.

Zaten duygusal bir adamım ama seninle daha da duygusal oldum. Sen uyurken, oyun oynarken, yemek yerken hiçbir şey düşünmeden seni seyrettim. Kucağımda uyurken sana baktığımda gözlerim yaşardı. Sana olan sevgimden, mutluluğumdan ağladım.

Doğal olarak annene çok düşkün oldun. Bunu kıskanmıyor da değilim açıkçası. Ama bana olan sevginin de farkındayım. Bana ‘baba’ diye her seslendiğinde içim eriyerek yanına koştum, elimi tuttuğunda, başını göğsüme yasladığında, senin için çok konforlu olan göbeğime yattığında hissettiğim mutluluğumun, huzurumun tarifini yapamam. En ufak bir rahatsızlığında, en ufak bir şekilde canın acıdığında benimde içim sızladı. O acıyı, rahatsızlığı bende hissettim. Sen benim bir parçamsın ve hayatımsın, canımsın, her şeyimsin.

Son zamanlarda bana biraz daha düşkün olmaya başladın ve bu beni çok mutlu ediyor. Hani derler ya “kız çocukları babalarına düşkün olur” diye, işte bende bunu bekliyorum heyecanla. Seninle oyun oynamak, birlikte bir şeyler yapmak, beraber zaman geçirmek, seninle herhangi bir zamanı paylaşmak benim için en büyük mutluluk. Bazen bir işi yaparken bana yardım bile ediyorsun ya hani işte o zamanlarda işim bir kolaylaşıyor ve keyifli hale geliyor ki sorma gitsin. Mesela elimde tornavida bir şeyleri vidalarken bana yardım edip o vidaları senin vermen, yaptığım bir şeyin ucundan tutman seninle geçirdiğim en güzel zamanlardan birisi oluyor. Her ne yaparsam yapayım, eğer senin içinde tehlikesiz ve uygunsa o işi seninle yapmak benim için ayrı bir mutluluk oluyor. Tabii aynı şekilde annene de mutfakta, çamaşırda, temizlikte yardımlarını esirgemiyorsun ve annen de eminim benim kadar mutlu oluyordur. Ha o durumda da ikinizi seyretmek çok keyifli oluyor.

Bu üç senedir senin gelişimini, büyümeni izlemek ve takip etmek gerçekten çok şaşırtıcı oldu. Hemen her gün yeni bir gelişim gösteriyorsun, yeni bir şey yapıyorsun, hiç umulmadık zamanda bir şey söylüyorsun veya bir hareket, mimik yapıyorsun. Tüm bunları gün be gün yaşamak, görmek çok çok keyifli ve şaşırtıcı.

Ben, senin hayatımıza girdiğin andan şu ana kadar çok mutlu oldum ve bundan sonrada bana bu mutluluğu arttırarak yaşatacağına eminim. Sen benim hayatım oldun ve artık hayatımda senden başka bir şey düşünemiyorum. Seni kendimden de çok seviyorum ve seveceğim Çiy Damlam.

Benim ‘baba’ olmamı sağlayıp, bana bu duyguyu yaşattığın için sana çok teşekkür ederim. Seni inanamayacağın kadar çok seviyorum...

3. yaş günün kutlu olsun ve daha nice mutlu, sağlıklı, başarılı, huzurlu yaşların olsun Çiy Damlam...