Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

15 Mayıs 2015 Cuma

HAYAT KISA EĞLENELİM AGA!


Yetişkinlerin ve çocukların, doyasıya eğlendiği VIALAND Tema Park, hayatın eğlenceli yönünü sizlere hatırlatmak ve en güzel şekilde yaşatmak için hizmetinizde. 120.000 metrekarelik alanda konumlandırılan Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı olan VIALAND, birbirinden farklı üniteleri, maskotları, etkinlikleri ve rengarenk yüzü ve sınırsız eğlencesi ile büyük küçük herkesi bekliyor.


Vialand;  Nefeskesen, Viking, Maceraperest, Çılgın nehir, Fatih’in Rüyası gibi  birbirinden eğlenceli onlarca  ünitelerinin yanı sıra, Kaptan Gaga, Vega ve Apostrof gibi karakterler ile de neşenize neşe katacak.


Bünyesinde bulundurduğu Alışveriş Caddeleri, Tema Park, VIALAND Palace Hotel ve Gösteri Merkezi ile, kendi alanında bütünleşik ve birebir eşi olmayan bir konsepte imza atarak dünyada bir ilki gerçekleştiren Vialand, 7’den 77’ye herkesi sınırsız eğlence ve özgürce alışveriş için davet ediyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

8 Mayıs 2015 Cuma

İLK 1000 GÜN BEBEĞİNİZİN GELİŞİMİ İÇİN NEDEN ÖNEMLİDİR?

Bebeğiniz karnınıza düştüğü ilk günden itibaren, birlikte birçok ilki deneyimlersiniz: ilk kalp atışı, onu karnınızda hissettiğiniz ilk an, başını göğsünüze ilk yaslayışı, ilk gülümsemesi, ilk adımları… O anlarda daha da iyi anlarsınız ki anne olmak; paha biçilemez bir histir ve yalnızca bebeğinizin dünyayı keşfettiği değil, sizin de anne olmayı tüm kalbinizle hissedip tecrübe ettiğiniz, bitmeyen, harikulade bir yolculuktur.


Bebeğinizle geçirdiğiniz ilk 1000 gün, yani hamileliğinizin ilk gününden bebeğinizin 2 yaşına kadar geçen süre, onun sağlığında ve gelişiminde büyük paya sahiptir. Yaşamın bu ilk 1000 gününde bebeğinizin büyüme hızı mucizevidir; ilk 1 yılında kilosu 3 katına çıkar, 2 yaşının sonunda beyin gelişiminin %85’i tamamlanır.



Bu fiziksel ve zihinsel gelişimi etkileyen en büyük faktörlerden biri ise bebeğinizin iyi beslenmesidir.  Bir anne olarak bebeğinizle geçirdiğiniz ilk 1000 günde beslenme düzeninizde sağlıklı alışkanlıklar edinmek ve bu alışkanlıkları bebeğinize de kazandırmak, bebeğinizin hayatının geri kalanında sağlıklı bir birey olarak gelişmesinin temellerini atacaktır.


Aptamil devam sütü, 30 yıldır anne sütü üzerine yaptığı sayısız araştırmalar, uzman kadrosu ve şimdi de ilk1000adım.com'la bu önemli ve keyifli yolculukta tüm annelerimizin yanında.


ilk1000adım.com bebeğiniz ve sizin için önemi büyük olan bu süreçte tüm uzman kadrosuyla yanınızda olmak amacıyla yaratılmış bir web sitesidir. İlk 1000 Adım’da hamileliğiniz boyunca geçireceğiniz fiziksel, psikolojik gelişim ve değişimler, emzirme dönemi ve faydaları, ek besinlere geçiş dönemi ve yürümeye başlama yıllarında doğru beslenme, bebeğinizin fiziksel ve psikolojik gelişimi gibi konularda adım adım bilgiler ve ipuçları bulabilirsiniz.


Bunun yanı sıra bebeğinize özel sağlıklı ve pratik tarifler, size özel sürprizler de ilk1000adim.com’da sizleri bekliyor. Web sitesinin yanı sıra İlk 1000 Adım her an Facebook, Twitter ve Instagram’da da yanınızda.


Şimdi siz de filmimizi izleyin ve #AnneOlmak hashtag’iyle paylaşın... Bebeklerinin tüm ilklerinde yanında olan ve onlar için hep iyisini isteyen annelerimize teşekkürlerimizle. 



 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

1 Mayıs 2015 Cuma

Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!

Soma İçin Bir Olduk:  Madenci köylerindeki çocuklar da unutulmadı...


Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.


Hamzacık Köyü’nden 7. sınıf öğrencisi Nizamettin anlatıyor: “Babam madenci, annem ev hanımı. 9 kişilik bir takımımız var. Bizim Voltronik adında bir robotumuz var. Programladığımız şeyleri yapabiliyor.” Nizamettin ve arkadaşları da bilim kahramanları arasına katıldı.


Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.


Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.


 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

30 Nisan 2015 Perşembe

Tüp Babayım İmza Günü ve Söyleşi



Tüp Babayım 

İmza Günü ve Söyleşi






15 Mayıs 2015 Cuma
10:00-12:00ANNELİK HARİTASI etkinliği için kayıt alınacakTüp Babayım” İmza ve Söyleşi Günü – Tuğkan Tepiltepe
Öğle Yemeği
13:00-14:00PAKOLİNO 3-8 yaş için Kutu EtkinlikleriTüp Babayım” İmza ve Söyleşi Günü – Tuğkan Tepiltepe
14:00-15:00Büyük Kolej Bale Gösterisi
15:00-21:00GİLİKA Ahşap Atölyesi –
Mustafa kavici
BBOM (BAŞKA BİR OKUL MÜMKÜN) Derneği ve Meraklı Kedi Okulu Etkinliği
16 Mayıs 2015 Cumartesi
10:00-12:00Anneliğin Ötesinde İmza Günü
Gülüş Türkmen
Tüp Babayım İmza ve Söyleşi Günü -Tuğkan Tepiltepe
12:00-13:00Mikado Çocuğunuzla Kaliteli Zaman
Öğle Yemeği
13:00-14:10Pepee & Şila Canlı Müzikal Tiyatro
13:00-15:00Music4Kids Erken Müzik (0-5 yaş ve aileleri) Ankara – Feryal ŞehirlioğluPLAY ATTENTION Dikkat Arttırma Etkinliği / ATARLI ANNELER & NEVA Eğitim  ve Danışmanlık
14:20-15:20Büyük Kolej Dans & Müzik Etk.
15:00-17:00PAKOLİNO 3-8 yaş için Kutu EtkinlikleriUzmanAnnem (Sibel Özdemir) ile”MERHABA OYUNCAK” imza günü
15.20-16:20Yaşam Kordon Bebeğimle Aramdaki Bağ
16:30-17:40Pepee & Şila Canlı Müzikal Tiyatro
17:00-21:00GİLİKA Ahşap Atölyesi – Mustafa KaviciBBOM (BAŞKA BİR OKUL MÜMKÜN) Derneği ve Meraklı Kedi Okulu Etkinliği
17 Mayıs 2015 Pazar
10:00-12:00GİLİKA ORİGAMİ ATÖLYESİ -Bilge KaynarcaTüp Babayım  İmza ve Söyleşi Günü –
Tuğkan Tepiltepe
Öğle Yemeği
13:00-14:00Cookie Garden Pasta Yapımının Püf NoktalarıGİLİKA ORİGAMİ ATÖLYESİ -Bilge KaynarcaBBOM (BAŞKA BİR OKUL MÜMKÜN)
Derneği ve Meraklı Kedi Okulu Etkinliği
14:00-15:00Promete Monteseri Eğt.Meth.Pratikte uyg.Anneliğin Ötesinde” İmza Günü
(Gülüş Türkmen)
15:30-17:00Güç Koleji Step GösterisiMusic4Kids Erken Müzik (0-5 yaş ve aileleri) Ankara – Feryal ŞehirlioğluITAP FenLab “Bilimin Renkli Dünyası” 5-12 yaş için (Mesut Erol +2)
17:00-21:00GİLİKA ORİGAMİ ATÖLYESİ -Bilge Kaynarca

24 Nisan 2015 Cuma

Tüp Babayım Halk TV Ekranlarında

Tüp Babayım bugün Halk TV ekranlarındaydı... Lâl ve ben sevgili Semra Topçu ile kitabım hakkında çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.


20 Nisan 2015 Pazartesi

Prof. Dr. Üstün Dökmen'in Kitabım İçin Yazdığı Ön Söz

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" isimli kitabımın ön sözünü çok sevgili Prof. Dr. Üstün Dökmen yazdı... Çok değerli katkısından dolayı kendisine bir kez daha teşekkür ederim...


Sanırım Dünya’da bir ilk olan bu kitapta, Sayın Tuğkan Tepiltepe, tüp bebek babası olma sürecini, büyük bir sevgiyle ve heyecanla anlatıyor.

Bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen temel ölçütlerden ikisi, o toplumun pozitif bilime olan yatkınlığı ve kadını erkek karşısında nerede konumlandırdığıdır. Dünyadaki bazı ülkeler, bir ileriye bir geriye çalkantılı bir değişim süreci geçirirken, kanımca bu ölçütlere yeni ölçütler eklenmektedir. Bence, bazı erkeklerin yaz aylarında sokak köpeklerine su vermeleri, kışın kuşlara yem, dört mevsim sokak hayvanlarına yiyecek vermeleri, toplumsal duyarlılık ve insani gelişme konusundaki dikkat çekici örneklerdir. Toplumumuz bir yandan geriye bakarken, bir yandan da bu tür davranışları sergileyen erkeklerin adımlarıyla ileriye yürümektedir.

“Tüp Babayım” adlı kitapta Tuğkan Tepiltepe, ileriye yönelmiş bu adımlara, yepyeni bir adım ekliyor. Bu kitapta bir baba Dünya’da ilk defa nasıl tüp bebek babası olduğunu, samimi bir üslupla ayrıntılı olarak anlatıyor. Kitap her şeyden önce tüp bebeği denemek isteyenlere, birinci ağızdan bilgi verir, rehberlik yapar niteliktedir. Tepiltepe’nin bu uzun soluklu gözleminin psikolojinin çeşitli alanlarında, örneğin iletişim psikolojisinde araştırmacılara kaynak da olabileceği görüşündeyim.

Tepiltepe’yi kutluyor, bebek sahibi olmak isteyen herkesin bu isteğine ulaşmasını diliyorum.


Prof. Dr. Üstün DÖKMEN  

17 Nisan 2015 Cuma

Çocukları Hapsolmasın



  

İçerdeki Çocuklara” Anaokulu

Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7  kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.

Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak  yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı,  cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de  kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.

İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının  iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje,  cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek. 

İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum, 0-6 yaş arası çocuklarını kendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’nde mahkum anneleriyle cezaevinde yaşayan 0-6 yaş arası 53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin de iyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.



Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.

“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları,  kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.

Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01


Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" Radikal Kitap Eki'nde

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 
bugün Radikal Kitap Eki'nde...

Bu kitapta bir baba Dünya’da ilk defa nasıl tüp bebek babası olduğunu, samimi bir üslupla ayrıntılı olarak anlatıyor. Kitap her şeyden önce tüp bebeği denemek isteyenlere, birinci ağızdan bilgi verir, rehberlik yapar niteliktedir. Tepiltepe’nin bu uzun soluklu gözleminin psikolojinin çeşitli alanlarında, örneğin iletişim psikolojisinde araştırmacılara kaynak da olabileceği görüşündeyim.
Prof.Dr. Üstün Dökmen




10 Nisan 2015 Cuma

Tüp Babayım Kitapçılarda....

Tüp Babayım kitapevlerinin raflarında... Bunlar sadece bir kaç tanesi... Diğer kitapçılarda ve internet mağazalarında da bulabilirsiniz...

365 AVM D&R 











Ankara Dost Kitap Evi 


İstanbul Atatürk Havalimanı

Panora AVM D&R

Armada AVM Remzi Kitapevi

Taurus AVM D&R

Ankara Turhan Kitapevi






9 Nisan 2015 Perşembe

Tüp Babayım Medya'da...

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" kitabım basında da yer buldu... Kanal B ekranlarında yayınlanan Kitap Dünyası programında, TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda Hayatın Sesleri programında ve FOX Tv'de İsmail Küçükkaya'nın programında...









27 Mart 2015 Cuma

Molfix İle Mutlu büyüyen bebekler adım adım mutlu yarınlara koşuyor!

Molfix’in dikkat çeken reklam filmlerine bir yenisi daha eklendi.Molfix’in yeni reklam kampanyasında, bebeklerin mutlu ve keyifli olduğu anlar ile, anneleriyle ve ailece yaşanan eşsiz anları seyrediyoruz.


Bebeklerin mutlu olması ve mutlu büyümesi sağlıklı gelişimin en önemli sırrı. Mutlu bebeklik dönemi geçiren bebekler, ileride de mutlu ve başarılı bireyler olmanın ilk adımını atmış olacaklar. “Mutlu Bebekler Mutlu Yarınlar!” mottosuyla anne ve bebeklerin her zaman, her anlamda yanında olan Molfix bebeklerin sağlıklı gelişimleri ve gelecekte mutlu bireyler olmaları için bebeklerin altını kuru tutar, özgürce hareket etmelerini sağlar ve ciltlerini korur.



Bebeklerin en keyifli olduğu anlarda, aileleriyle geçirdikleri keyifli paylaşımlarda gördüğümüz reklam filminde de “ mutlu anlar yaşayan bebeklerin, mutlu yarınları olur” mesajı veriliyor. 


Reklam filmini izleyebilir ve https://www.facebook.com/molfix adresini ziyaret edebilirsiniz.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

18 Mart 2015 Çarşamba

Tüp Babayım Online Satış Siteleri

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" adlı kitabımı satın alabileceğiniz internet adresleri;


http://www.idefix.com/kitap/tup-babayim-tugkan-tepiltepe/tanim.asp?sid=SXIK8NNRIB5BRLRHVNP1

http://www.dr.com.tr/kitap/tup-babayim/tugkan-tepiltepe/edebiyat/turk-gunluk-ani/urunno=0000000632078

http://www.kitapyurdu.com/kitap/tup-babayim-amp-bir-babanin-gozunden-tup-bebek-yolculugu/360337.html

http://www.arkadas.com.tr/kitap/tup-babayim/9786056389900

http://www.inkilap.com/tugkan-tepiltepe/tup-babayim.htm

http://www.eren.com.tr/kitap/tup-babayim-bir-babanin-gozunden-tup-bebek-yolculugu-p12848596.html




http://www.okuoku.com/kitap/tup-babayim-bir-babanin-gozunden-tup-bebek-yolculugu-tugkan-tepiltepe-264649.html

http://www.kitapsahaf.net/kitap/tup-babayim-p600953.html

http://www.tikla24.de/kitap/tugkan-tepiltepe/tup-babayim/

http://www.kitapambari.com/UrunDetay/tup-babayim-tugkan-tepiltepe

http://www.bkmkitap.com/tup-babayim-bir-babanin-gozunden-tup-bebek-yolculugu-tugkan-tepiltepe-p395444.html

http://urun.gittigidiyor.com/kitap-dergi/tup-babayim-150192062

http://www.yemkitabevi.com/kitap/tup-babayim-444796

http://www.sozcukitabevi.com/tup-babayim

http://www.evrenselkitap.com/detay.asp?u=191136

http://www.kitapstore.com/Magaza/Urun/358359/Kitap/Magistra-Yayinlari/Tugkan-Tepiltepe/Tup-Babayim-amp-Bir-Babanin-Gozunden-Tup-Bebek-Yolculugu/

http://www.kitapvitrini.com/magistra-yayinlari/tugkan-tepiltepe/tup-babayim-9786056389900.htm


16 Mart 2015 Pazartesi

bebekveben.com Röportajım

Sevgili arkadaşım Tanla'nın sahibi olduğu bebekveben.com sitesinde yayımlanan röportajımı sizlerle paylaşmak istedim... Çok keyifli ve güzel oldu.. Çok teşekkür ederim Tanla :)


Tüp Babanın Hikayesi Kitap Oluyor

“Aşkım kiminle konuşuyorsun? Ne konuşuyorsun? Cevap versene! Ne oldu?” diyerek kapıyı yumruklamaya başladım. Çatlayacaktım artık heyecandan. O birkaç saniye geçmek bilmedi. Birden kapıyı açıp dışarı çıktı.
Başında ışıktan bir taç vardı sanki. Sanki boyu uzamıştı, ululaşmıştı karım. Çok güzel gülümsüyordu. Bana baktı, baktı, baktı ve neredeyse fısıldayan bir sesle “Anne oluyorum!” dedi!
Ben o anda ne olduğumu ne yaptığımı hatırlamıyorum. Ne zaman sonra Nursen’e sımsıkı sarıldım ve “Seni çok seviyorum aşkım!” diyerek öpmeye başladım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ama yine de birkaç damla akmasına engel olamadım. Tarifi imkânsız bir mutluluktu benim için. Nursen için de öyle tabi ki. Annem, teyzem hep beraber birbirimize sarıldık. Ben havalarda uçuyordum. Baba oluyorum yahu, baba! Şahane bir duygu bu!
Tüp Babayım “Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu”
Tuğkan blogum vasıtasıyla tanıştığım arkadaşlarımdan biri. Aile blogları dünyasında blogger babalara fazla rastlamadığımız için kısa sürede kalabalığın içinden sıyrıldı. Eşinin hamileliği ve kızı Lâl’ın tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelişini kaleme aldığı blogunda samimi ve esprili anlatımıyla dikkatleri çekti. Şimdi bu maceralarını kitaba dönüştürüyor. 9 Şubat 2015’de piyasaya çıkacak kitabı Tüp Babayım “Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu”nun öncesinde Tuğkan ile sıcak bir röportaj gerçekleştirdim.
Kendinden biraz bahseder misin? Tuğkan Tepiltepe kimdir?
25 Şubat 1972 Ankara doğumluyum. Tüm eğitim hayatımı Ankara’da tamamladım. Aslen iktisat bölümü mezunu olmama rağmen çalışma hayatım hep “bilgisayar” üzerine oldu. Son 15 senedir bir üniversitede akademik uzman olarak çalışıyorum. 38 yaşıma kadar hayatımı bekâr devam ettirdim, hatta 35 yaşımdan itibaren müzmin bekârlığa terfi ettim. Artık ben ve ailem evlenmemden umudu kesmişken birden herşey değişti. Nursen ile tanıştım ve 8 ay içinde evlendim. Çok mutlu, sevgi ve aşk dolu bir evliliğimiz oldu ve hâlâ öyle sürüyor. 2011 yılının Ekim ayında ise kızımız Lâl dünyaya geldi. Lâl tüp bebek yöntemi ile dünyaya geldi ve hikâyem de işte bu süreci anlatıyor.
tugkan
Tüp bebek tedavisini, eşinin hamilelik sürecini ve sonrasında kızınız Lâl ile maceralarınızı anlattığın bir blogun var. Blog yazma fikri nereden doğdu?
Kızım Lâl tüp bebek yöntemi ile dünyaya geldi. Tedavinin başından itibaren çok zorlu ve enteresan günler yaşadık. Eğlenceli anlar, sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmak için kendimizce geliştirdiğimiz çözümler gibi… Lâl doğduktan sonra geçirdiğimiz günleri hep konuşuyorduk ve gülüyorduk. Derken eşim Nursen ve çok yakın arkadaşı bana bunları yazmam için fikir verdi. Benimde kafama yattı ve bilgisayarımda bir sayfa açıp tedavinin en başından hatta Nursen’le tanışmamızdan itibaren, yani ilk kıvılcımdan itibaren, yazmaya başladım. Baktım gayet güzel yazmaya devam ediyorum ve bana bile ilgi çekici geliyor hikâyem. O zaman bunu bir blog açıp orada yayınlayayım diye düşündüm. Şu anda yayında olan Baba olacağım, oluyorum, oldum isminde blogumu açtım. Her gün 2-3 paragraflık bir yazı yayınlamaya başladım. Blogum kısa sürede büyük bir ilgi çekmeye başladı. Amacım kendi yaşanmışlarımı anlatarak insanlara naçizane fikir verebilmek ve yardımcı olabilmekti. Bloguma telefonum ve e-posta adresimi de yazdım ki okuyanlar bana direkt ulaşabilsinler. Gerçekten birçok kişi gerek telefonla arayarak, gerekse e-posta yoluyla benimle konuştu ve bende elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Blog yazmak beni gerçekten çok mutlu ediyor.
Aile konularında blog yazan baba sayısı fazla değil. Bir başka deyişle aile blogları çoğunlukla kadınların hakimiyetinde. Böyle bir ortamda blog tutan babaları görmek çok hoşumuza gidiyor. Sence babaların bloglamaya az ilgi göstermesinin sebebi ne? Babalara blog tutmayı tavsiye ediyor musun?
Evet, aile ve çocukları üzerine blog yazan fazla erkek yok. Çünkü bir çok erkek böyle konuları açığa vurmak, özelini paylaşmak istemez. Türk erkeği tabii o yüzden :) Hele ki tüp bebek süreci, hamilelik dönemi erkekler için gerçekten çok özel bir dönem. Fakat artık bunları aşmak lazım bence. Yaşanmışlıkları paylaşmak, anıları anlatmak hem aile için hem de okuyucular için çok yardım edici ve faydalı kaynaklar olabiliyor. Her babaya anılarını, yaşadıklarını yazmayı ve özellikle bir blog açarak yazmalarını tavisye ediyorum. En güzeli ileride çocuklarına bir hatıra bırakmış olacaklar.
Lâl’ın tüp bebek olarak dünyaya gelme hikâyesini okudum. Belki şimdi yönelteceğim soru size daha önce pek çok kez soruldu. Ancak yanıtın önemli ve yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir sağlık mecburiyeti olmadığı halde neden tüp bebek yapmaya karar verdiniz? Sonuçta belli bir bütçe ayırılması gereken ve pek çok aşamaları olan bir uygulama…
Önce her çift gibi doğal yollardan denedik tabii. Ama bir süre sonunda olmadığını görünce bu yola başvurduk. Sağlık problemi yoktu ama yapılan testlerde artık hem eşimin hem benim yaşlarımız 38 olduğundan, ne zaman hamilelik olacağının belli olmadığını söyledi doktorlar. Hani kahve falı gibi, 3 gün de olur, 3 ay da olur dediler. Bir tabii o yaştan sonra kadın için artık ne zaman ne olacağı belli olmaz. Doktorumuz “Madem bir bebek istiyorsunuz hiç riske atmayın. Hadi gelin tüp bebek yapalım size…” dediler. Biz de kısa bir düşünme evresinden sonra “E hadi bakalım, olur.” dedik. Maddi olarak tabii ki külfetli. Hele ki devlet memuruysan. Ama böyle bir durumda gözün o kısmını görmüyor. Hangi aşamalardan geçeceğimzi de detaylı olarak anlatıldı. Fakat o anlatılanları pek de önemseyerek dinlemedik. Çünkü karar verdik, bu tedaviye ve yaptıracaktık. Ne olursa olsun…
Tuğkan Tepiltepe
Tüp bebek sürecine başlamadan önce aklınıza takılan en büyük soru neydi? Bu soruyu zaman içinde nasıl yanıtladınız?
Açıkcası kafımıza takılan bir konu yoktu. Sadece bir kere deneyelim oldu oldu, olmadı hayatımız böyle devam eder diye düşünüyorduk. Zaman içinde gördük ki tedavi ikimizi de zorluyor. Özellikle kadın açısından daha zor. Ama hep kararlı ve olumlu yönden baktık ve bu zorlukları biraz da eğlenceli hâle getirerek atlattık.
Tüp bebek sürecinin sizin için en güzel ve en zorlu yönleri neydi?
En güzel yanı doktorumuz ve ekibinin bize olan desteği ve olumlu, sıcak yaklaşımıydı. Bizi çok güzel yönlendirdiler ve moral verdiler. Tüm sürecin yolunda olumlu şekilde devam etmesi ise ayrı bir güzellikti.
Ancak zor yanları ise Nursen’in aldığı ilaçlar, iğneler yüzünden doğal olarak yaşadığı depresyonlar, hormonal değişikler sonucu ortaya çıkan sıkıntılardı. Benim içinse uyguladığım perhizler, sperm kalitesini yükseltmek için uyguladığım çalışmalardı. Ama dediğim gibi esas ve en zor kısmını Nursen yaşadı. Bunun yanı sıra benim için büyük zorluk ise Nursen’in yaşadıkları karşısında zorlanmam, onun moralini yüksek tutmaya çalışmam, o doğal değişikliklerini ve ataklarını alttan alarak, anlayış göstererek göğüslemem oldu. Ama ne olursa olsun her anı keyifli ve güzel geçti.
Tüp bebek düşünen ailelere vereceğin 3 önemli tavsiye ne olur?
Öncelikle karar vermeden önce çok iyi düşünmeleri ve kendilerini hazır hissetmeleri çok önemli.
Karar verdikten sonra ise çok iyi bir tüp bebek merkezi ve doktorla bu işe girmeleri. Gerçekten konusunda uzman olmayan ve sadece maddi çıkarlar için, hastayı sadece bir müşteri olarak gören çok tüp bebek merkezi ve doktor olduğunu sıklıkla duydum.
En önemlisi ise bu işe başlanmasıyla birlikte psikolojilerinin çok iyi olması, morallerini hep yüksek tutmaları gerekiyor. Her aşamasına olumlu bakmak, moralli olmak, kendilerini sıkmamaları çok ama çok önemli.
TÜP BABAYIM “Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu…” isimli kitabın çok yakında okurlarla buluşacak. Bu kitabı yazmak nereden aklına geldi?
Aslında kitap yazmak gibi bir düşüncem yoktu. Zaman geçtikçe blogumda yazdığım tüp bebek tedavisinin hikâyesi bitti. Hazır her şey böyle güzel gidiyorken hamilelik sürecini de yazmaya karar verdim ve devam ettim. Çünkü hamilelik sürecinde de eşimle birlikte çok güzel, değişik ve eğlenceli tabii ki aynı zamanda doğal olarak sıkıntılı günler yaşamıştık. Tüm süreci bir baba ve erkek gözünden bakarak yazıyordum. Bloguma yazmaya devam ederken okuyan yakınlarımdan ve okuyuculardan bu hikâyenin kitap olması lazım diye teşvikler geliyordu. Önceleri kitabın bana çok olduğunu düşündüm ancak zaman geçtikçe de mantıklı gelmeye başladı ve kitap üzerine yoğunlaşmaya başladım. Tam bu sıralarda liseden bir sınıf arkadaşım aradı ve “Senin blogunu kitap yapmak istiyorum. Ne dersin?” dedi. Bende ne diyeceğim? Tabii ki olur dedim ve çalışmalara başladık. Uzun ve özenli çalışmalar sonucunda hikâyem kitap oldu.
Ama yazmamdaki en önemli amacım ileride kızıma bir hatıra bırakmak. Büyüdüğünde okuyunca ne hissedecek çok merak ediyorum.
Tuğkan Tepiltepe
Blog dünyasında yazılarını bir kitaba çevirmeyi hayal eden pek çok arkadaşım var. Onlara yol göstermek amacıyla kitap yazma sürecinden biraz bahseder misin? Bu işe ne kadar süre ayırdın? Yazarken nelere dikkat ettin?
Aslında bloğumun kitaba dönüşmesi çevremin verdiği fikir ve destekle oldu. Gerek okuyucularım gerekse çevremdeki diğer insanlar bu hikâyenin kitap olması gerektiğini söylüyorlardu. Blogda zaten yazılarım devam ediyordu. Bir anda kitap yapmaya karar verdim ve hikâyemi blogda keserek kitaba yönelik yazmaya başladım. Blogda artık sadece makalelerimi yayınlıyordum ki hâlâ da öyle. Hikaye bittikten sonra 4 kez baştan ele alıp kitap için kendimce hazır hâle getirdim. Daha sonra ise editörüm tekrar elden geçirdi kitap oluştu. Blogu yazmaya başladığım tarihten itibaren ele alırsak 3,5 sene sürdü. Ama kitap aşamasına karar verdikten sonra yaklaşık 2 seneyi buldu son haline gelmesi. Yavaş yavaş ama çok ince eleyip, sık dokunarak oluştu kitabım. Özellikle kitabıma çok sevdiğim ve saydığım Prof. Dr. Üstün Dökmen’in beni kırmayarak önsöz yazması ayrı bir moral oldu benim için. Hele ki “Dünya’da bir ilk” tespiti çok önemli. Ben bu kitabın Türkiye’de bir olduğunu biliyordum ancak Üstün hocamın bu tespiti çok daha önemli bir açı kazandırdı kitabıma.
Hikayenizi okuyanlar size nasıl tepkiler veriyor?
Çok güzel tepkiler aldım. Okuyanlar tüp bebek konusunda kendilerine cesaret geldiğini, daha rahat olduklarını söylediler. Anne adayları özellikle eşlerini okuttuklarını söylediler. Daha çok erkeklere yönelik yazdığım için erkeklerden de çok güzel tepkiler geldi. Bir iki erkek okuyucum eşlerinden “Bak ne kocalar var. Sen niye böyle değilsin? Niye bunları yapmadın?” diye fırça bile yemişler. Ama sanırım bir çok kişiye naçizane faydam oldu.
Yazılarında en çok etkili olan konu ne oldu?
Bildiğiniz gibi özellikle ülkemizde tüp bebek konusu bir tabu halinde. Hem erkek hem kadın açısından saklanması gereken, utanılacak bir konu gibi görülüyor. Ben bunun böyle olmadığını özellikle belirtmeye çalıştım. Özellikle erkek açısından çok daha fazla gizleniyor ve utanılıyor tüp bebek tedavisi. Aslında gayet doğal bir durum. Sonuçta tıbbi bir olay ve her insanın yaşayabileceği bir süreç. İşte tüm bunları açıklığa kavuşturarak bu tabuyu yıkmaya çalıştım ve sanırım başarılı da oldum.
Tuğkan Tepiltepe
Yazılarını okuduğumda tespit ettiğim bir durum, klasik Türk erkeğinden farklı olarak tüp bebek yapma ve eşinin hamileliği süresince son derece ilgili ve tüm sürece katılımcı bir yaklaşımın var. Böyle katılımcı olmayı nasıl başardın?
Sonuçta bir bebek sahibi olmak kadın veya erkeğin tek başına karar verdiği bir olay değil. Tabii ki tek başına değişik yöntemlerle çocuk sahibi olan kadınlar var ama özellikle evli çiftlerde ortak karar veriliyor ve bu sürece giriliyor. Ben de kendimi eşimden ayırmayarak aynı heyecanla yaşadım tüm süreci. Amerikalıların bir lafı vardır; “Biz hamileyiz” derler. Çok doğru bir tespit. Eğer eşimle birlikteliğimizin bir meyvesi olacaksa ben de bunu en az eşim kadar yaşamalıyım ve her anında, her noktasında yanında olmalıyım. Bir erkeğin yapabileceği ne varsa elimden geldiğince yapmaya çalıştım.
Bu kitap okuyucularına ne kazandıracak?
Özellikle Türk insanı bilimsel gerçeklerin yanı sıra yaşanmışlıklardan kendine pay çıkartır ve destek alır. Ben kitabımda tamamen kendi yaşadıklarımı anlattığım için tüp bebek tedavisi düşünen veya tedavi sürecinde olan kişiler hatta normal yollardan hamilelik yaşayan çiftler bile okuduklarında kendilerini görecek ve kendilerine belki bir çıkış yolu, çözüm önerisi bulabilecekler. Aslında bu kitapta kendimin ve eşimin hikâyesinin yanı sıra insanlarımızın da yaşadıkları veya yaşaması gerekenleri sunmaya çalıştım.
Son olarak söylemek istediğin birşey var mı?
Daha blog halindeyken hikâyem bir çok insana moral verdi, fikir verdi, destek oldu, tüp bebek konusunda cesaretlendirdi. Kitabım ile daha çok kişiye ulaşabileceğim ve naçizane daha çok kişiye faydam olabilecek. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Ve bu kitabı yazmaya beni teşvik eden başta karım Nursen’e ve çevremdeki herkese çok teşekkür ederim. Ama özellikle katabımı yazmaya sebep olan çiy damlam Lâl’e çok teşekkür ederim…
Tuğkan Tepiltepe’nin kitabı TÜP BABAYIM “Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu…” 9 Şubat 2015’de Magistra yayınevinden çıkacak. Tüp bebek konusuna ilgi duyan ve hatta bebek yapmayı düşünen tüm çiftler için çok güzel bir kaynak olacağına inanıyorum. Kitapevlerinizden ısrarla isteyin…