Öne Çıkan Yayın

Tüp Babayım "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu"

Tüp Babayım  "Bir babanın gözünden tüp bebek yolculuğu" 9 Şubat'ta çıkıyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Angel and Memorial tickers

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Ve bebeğimiz yaşıyormuş meğerse…


Bizim ufacık da olsa umudumuz devam ediyor hâlâ.  Sarp Bey, tekrar kontrol edeceği için seviniyorduk.  Hiç değilse birisinden daha aynı şeyi duyarsak bizde daha kesin şekilde emin olacaktık. Sonuçta ilk kontrol yetersiz kalan bir ultrason cihazı ile yapılmıştı ve burada daha gelişmiş bir cihazla tekrar kontrol edilecekti. Zaten buraya gelmemizin esas amacı da daha gelişmiş bir cihaz ile tekrar kontrol edilmesi değil miydi?

Bizi aşağıya poliklinik katına götürdü Sarp Bey. Nursen muayene odasına girdi ben gene koridorda kaldım tek başıma ve moralsiz biçimde. Boş boş sağa sola bakınırken muayene odasının kapısı açıldı karşımda Sarp Bey’i gördüm. Yüzünden bir şeyler anlamaya çalıştım fakat pek de olumlu bir ifadesi yoktu. Beni de içeri çağırdı. Girdim, kapıyı kapattı ve bana dönüp “Bebeğiniz yaşıyor. Kalp atışları gayet sağlıklı duyuluyor” dedi.

Araya ben dışarıdayken Nursen’in içeride yaşadıklarını sıkıştırmak istiyorum. Aynen Nursen’in ağzından çıktığı gibi anlatıyorum: Sarp Bey, beni muayeneye alıp gayet sakin, tepkisiz ve çok ciddi bir şekilde kontrole başladı. Hani sanki bebeğin kalp atışlarının duyulamayacağından eminmiş gibi. Birden çok şaşkın bir ifadeyle, gözünü monitörden ayırmadan, parmağıyla görüntüyü işaret ederek “E bu bebek yaşıyor!!” dedi. Tekrar iyice monitöre baktı, ultrason cihazının sesini açıp “İşte bakın!! Kalp atışlarını duyabiliyoruz” dedi. Bunu söyler söylemez ben inanamayarak  şaşkın bir şekilde “Gerçekten mi?!” dedim. Tam anlamıyla “salak oldum”. Sonra kapıya doğru yönelip seni çağırdı. Sen geldiğinde ben sersem gibiydim.

O anda ne olduğumu bilmiyorum. Nursen’e baktım yüzünde müthiş bir rahatlama duygusunu yansıtan gülümseme vardı. Gittim hemen Nursen’in elini tuttum sıkı sıkı. Bu sırada Sarp Bey de cihazın başına geçti ve ekrandan bana da gösterdi bebeğimizi. Sonra da cihazın sesini açarak kalp atışlarını dinletti. Gerçekten kalbi pıtır pıtır atıyordu. Hatta yetişkin bir insanın kalp atışları gibi bayağı ritmli ve güçlüydü.  Sanırım hayatımda duyduğum en güzel ses oldu bu. Nursen’le birbirimize bakıp mutluluğumuzu konuşmadan gözlerimizle anlattık. Bu arada Sarp Bey’in boynuna atlamamak içinde kendimi zor tutuyordum. Sanki bize dünyaları vermişti.  Böyle bir sevinç yok! 1 saat içinde moralimiz önce yerlere indi sonra havalara çıktı. İki zıt duyguyu, uçlarda yaşamak gerçekten ruhen çok yormuştu sanırım. Kendimi pelte gibi hissediyordum.


Devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder